Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Muharrirlerin şeyhi Burhan Felek 1950’lerde bayram yazılarına “Nerdee o eski bayramlar” diye başlık koyardı.
1940’larda Refik Halid, 1920’lerde Ahmet Rasim’in eski bayramları özleyen yazıları da böyle başlardı.
Eski bayramlara özlem hiç bitmez...
Çocuklukta bir yeni gömlek, salıncağa binmek için avucumuza sıkıştırılan beş kuruş küçük dünyamızı sevinçle doldururdu.
Hayatın lüksü, konforu bugün daha fazla.. Ama eski tat yok.
Aslında neyi özlediğimizi geçenlerde bir taksi şoförü yol muhabbeti sırasında özetleyiverdi:
- Biz eski günleri değil, o günlerdeki duygularımızı özlüyoruz...

Haberin Devamı

***

Söz eski günlerden açılmışken bir küçük anektodu araya sıkıştıralım.
Yaşlı başlı iki arkadaş konuşuyorlar. Biri Paris’e gidip dönmüş. Öteki soruyor:
- Ahmet Bey, nasıldı Paris...
- Kısacası Paris artık eski Paris değil dostum...
Arkadaşı gülmüş:
- Paris belki eski Paris dostum ama sen artık eski Ahmet değilsin...

***

Eski günlerin, eski bayramların gerçekten özlenecek yanları yok muydu? Olmaz olur mu? Rahmetli Aydın Boysan ağabeyimiz derdi ki:
“Hızır gelip de bir kez daha ömrümün bir bölümünü yaşama fırsatını verse ben ilk yılları seçerim. Patlak ayakkabılarım, yarı aç midem, üşüten giysilerimle Cumhuriyet’in ilk yıllarını... Çünkü saygın bir ülkenin onurlu vatandaşlarıydık...”
Mutlu bayramlar...

MARŞ

Bir zamanlar Kenan Evren fıkrası vardı...
Kenan Evren’in berberi tıraş sırasında ara sıra “demokrasi” diyordu...
Nedenini sordular...
Demokrasi deyince tüyleri diken diken oluyor, rahat tıraş ediyorum, demişti...
Şimdi de AKP’lileri tıraş eden berberlere tavsiye...
Tıraşın bir yerinde İzmir Marşı’nı mırıldansınlar...
Rahat tıraş ederler koltuktaki müşteriyi...
Ancak bir tehlike de var...
Marşın “Yaşşşa Mustafa Kemal Paşa” bölümüne gelince..
Müşteri koltuktan fırlayıp arkasına bakmadan kaçabilir de...

BUBİ

Fıkra CHP Milletvekili İlhan Kesici’den...
Ormanda işlerin kesat olduğu günlerden birinde kurt ile tilki birlikte yürüyorlar...
Bakmışlar karşılarında ağaç dalına asılmış besili bir koyun budu...
Kurt, bu işin içinde bir hinlik olabileceğini düşünmüş, yanındaki tilkiye:
- Sen şunu al gel de birlikte yiyelim, demiş..
Tilki bakmış budun tam altında bir bubi tuzağı var
- Ben oruçluyum Bay Kurt, demiş, sen al afiyetle ye...
Kurt başka çare olmayınca buda doğru hamle yapmış, yapmasıyla bubi tuzağı patlamış kurt bir yana but bir yana uçmuş...
Tilki anında budun üstüne atlayıp kemirmeye başlamış..
Kurt son nefesinde seslenmiş:
- Hani sen oruçluydun yahu?
Tilki sırıtmış:
- Ee duymadın mı top patladı...

Haberin Devamı

OYUM

Fıkra Hilmi Yıldırım’dan...
AKP’li kadınlar seçim zamanında oy toplamak için Adana’nın Seyhan ilçesine bağlı Hadırlı Köyü’ne giderler.
Bir yaşlı kadınla karşılaşırlar...
Teyzeciğim biz Allahın Kulları Partisi AKP’den geliyoruz oyunu bize verecek misin? Teyze şöyle der:
- Evladım az önce Cenabı Hak Partisi CHP’den geldiler, oyumu onlara vereceğime söz verdim...

BEKTAŞİ

Bektaşi’yi ramazanda oruç yerken yakalamışlar...
Zaptiye karakolunda şöyle dert yanıyormuş:
- Yahu 11 ay aç gezdim, kimse halin nedir diye sormadı, bir gün karnımızı doyuralım dedik bak başıma neler geldi...