27 Mayıs deyince akla neler gelir? Demokrat Parti gelir, Menderes gelir, idamlar gelir, Kurucu Meclis’çe yapılan çağdaş Anayasa gelir... Tabii akla üniversite gençliği de gelir. Onur Öymen’in “Zor Rota” kitabından iki anı...
Adnan Menderes iktidarına direnen Mülkiye gençliği, 27 Mayıs sonrasında yeri geldiğinde Milli Birlik Komitesi’ne karşı da tepkisini gösteriyor. Örneğin bir MBK üyesinin Mülkiye hocalarından Sadun Aren aleyhindeki sözleri üzerine yaklaşık 300 öğrenci karlı bir günde okuldan Yeni Meclis’e kadar yürüyüş yapıyor. MBK yönetimi yürüyüşe engel olmadığı gibi bina önünde slogan atan öğrencilerden birkaçını temsilci olarak kabul ediyor, çay ikram ediyor, şikâyetlerini dinliyor. Öfkeli öğrenciler ikram edilen çayı da reddediyor.
O sıralarda MBK üyeleri zaman zaman Mülkiye’ye gelip konferans veriyor. Bir defasında Alparslan Türkeş gelmiş, güncel sorunlara değinen bir konuşma yapmış. O günlerde gazeteler “Binbaşının üzerindeki bütün subaylara otomobil verilecek” şeklinde haberler veriyor. Bir öğrenci Türkeş’e bu haberin doğruluğunu soruyor. Türkeş, böyle bir uygulamanın ülkede otomobil sanayiini geliştireceğini söylüyor. Bir başka öğrenci ayağa kalkıp soruyor: “Denizcilik sanayiini geliştirmek için her subaya bir yelkenli kotra vermeyi de düşünüyor musunuz?”
Meraklı serüven!
S-400 çekişmesi sonu merakla beklenen bir serüvene dönüştü.
ABD, eğer S-400 alımını iptal etmezsek, bizi F-35 projesinin dışında bırakacağını, üstelik CAATSA’yı uygulayacağını bildiriyor. “ABD’nin Hasımlarıyla Mücadele Etme Yasası” CAATSA, Rusya’nın askeri sektörleriyle iş yapan kurumlara yaptırım uygulanmasını öngörüyor.
Ankara ise füze alımını gerçekleştirmek konusunda ısrarlı... Yakında Rus uzmanlar Türkiye’ye gelerek füzelerin yerleştirme, montaj ve eğitim işini yürütecekmiş. Bunun hazırlığı yapılıyor. Pek tartışılmayan bir konu da şu... ABD ciddi yaptırım uygularsa, ABD’den ithal edilen malzemeye bağımlı silah sanayiimiz de olumsuz etkilenecek, üretimde aksama yaşanacak. Bakalım neler olacak?
DAYAK
Gazeteci meslektaşlarımız Hakan Demir, İdris Özyol, Ergin Çevik, Yavuz Selim Demirağ sokak ortasında sopalı saldırıya uğradılar... Hastanelik oldular. Dayak timleri kentlerin orta yerinde gazetecilere saldırıyor. Emniyet yakalasa da yargı serbest bırakıyor. Böylece teşvik gören saldırganlar rahat çalışıyor. Nasıl bir örgütlenme bu? Arkasında kimler var? Emniyet ve yargı neden ortaya çıkarmıyor? Kim medet umuyor bu barbarlıktan?
BÜYÜK
Büyük İskender uzun yıllar yanında bulunan danışmanını bir gün yanına çağırmış:
- Senin işine üzülerek son veriyorum, demiş..
- Neden, diye sormuş yardımcısı...
- Bunca yıldır yanımdasın, demiş İskender, bir tek hatamı eleştirmedin... Oysa bir hayli hata yaptım. Hatalarımı görmüyorsan cahilsin, görüyor da söylemiyorsan hainsin...
MAKAM
Samsun Valisi Osman Kaymak’a piyasa değeri 1 milyon 668 bin lira olan Audi A8 L modeli makam aracı alınmış.
Sebep Vali Kaymak’ın kullandığı Mercedes S 350 makam aracının sürekli arızalanması ve maliyet oluşturması imiş.
Bu rakama, aynı zamanda, Samsun’da iyi bir oto tamircisi bulamamanın maliyeti denebilir mi?