Geçen hafta sonuna doğru... Cumhurbaşkanı Erdoğan büyükşehir belediye başkanlarıyla yaptığı toplantıda operasyonu anlatıyor:
- Afrin’den aşağıya, İdlib’e kadar inip orayı birleştireceğiz, diyor.
Ardından “Menbiç’e de gireceğiz” diye devam ediyor. Söz ABD Başkanı Trump’la yaptığı telefon görüşmesine geliyor:
- Trump’a telefonda Menbiç’e gireceğiz dedim. O da ‘Bizim orada askerimiz var’ dedi. Ben de askerinizi güvenli bölgeye çekersiniz dedim...
Ertesi gün ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Joseph Votel açıklama yaptı, “Menbiç’ten ayrılmayı düşünmediklerini” bildirdi.
Ardından Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ konuştu:
“Zeytin Dalı Harekâtı sınırlı bir harekât. Kapsamı Afrin bölgesinin sınırları içerisindeki terör örgütleri ve teröristlerdir.”
Bu sözlerdern “Bizim Afrin’den öteye niyetimiz yok” anlamı çıkıyordu.
***
Votel’in açıklamasından sonra Menbiç ve peşinden Irak sınırına kadar uzanacak operasyon ertelendi mi? Bekir Bozdağ’ın sözleri o izlenimi veriyorsa da daha kesin bilgiye ihtiyaç var.
Bu arada PYD ile Şam hükümeti arasında görüşmelerin sürdüğü, PYD’nin Afrin’in yönetimini Esad’a bırakabileceği konuşuluyor. Bu takdirde operasyon Afrin’e girmeden noktalanabilir.
Menbiç açıklaması
Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Bu sütunda yayımlanan sözlerini açıklığa kavuşturan bir konuşmayı TGRT'de 31 Ocak Çarşamba akşamı yaptı...
Bu konuşmadan, bu sütundaki yazılara cevap olabilecek bir bölümü aktarıyoruz:
"Şu anda Türkiye’nin odaklandığı ana hedef Afrin bölgesini terörden temizlemek. Ben bunu daha önce de açıkladım. Hani ‘bu harekât, sınırlı bir harekât’ dedim...Ama biz bir şeyi daha söylüyoruz, bu harekâtın sınırı Afrin bölgesi, bu harekât hedefine ulaştığında Türkiye burada duracak hiç demedik.
...
‘Hükümet sadece Afrin’i hedefliyor, onun dışında harekât yok’ şeklinde bir açıklamamız yok. Zeytin Dalı Harekâtı’nın hedefinin Afrin olduğunu söylüyoruz ve Afrin’deki teröristleri, terör örgütleri temizlemek olduğunu söylüyoruz. Burası başarıya ulaştıktan sonra biz çok net bir şekilde söylüyoruz, sınırımız boyunca Türkiye’nin sınırını, toprak bütünlüğünü ve bölgede yaşayan vatandaşlarımızın can ve mal emniyetini tehdit eden ve bizim sınırımız boyunca PKK terör devleti yapılanmasını sağlayacak hiçbir gidişe hiçbir oluşuma Türkiye rıza göstermez, buna izin vermez..."
DOĞU
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, geçen hafta Ankara’ da bir grup gazeteciyle buluştu. Söz Cumhurbaşkanlığı seçimine gelince adaylık kararını ve sonrasını şöyle anlattı.
“2019’da Cumhurbaşkanlığına adayım. Seçimi kazandığımda dar kadroculuk yapmayacağım.
Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli’yi davet edip, ‘Gelin ülkeyi birlikte yönetelim’ diyeceğim ve onlara Cumhurbaşkanı Yardımcılığı teklifinde bulunacağım...”
Bu sözler üç liderin de gönlüne su serpmiş olmalı!
Size de çarpabilir!
Şehir içinde yük taşıyan arkası kapalı binlerce kamyonet ve minibüsün tehlike saçtığını yazmıştık.
Her gün bakkal, büfe, lokanta, otel gibi mekânlara malzeme taşıyan bu tür araçların sürücüleri yan aynalardan arka yanları görüyor ama ortayı göremiyor. Arkalarında bir ayna ya da kamera olması gerek. Ama çoğunda yok. Arkalarını tam göremeden geri basıyorlar.
Bu mesajımıza yüzlerce okurdan destek geldi. Herkes tehlikenin farkında.
Bu konuda ses vermeyenler de oldu... Kimler mi? İstanbul Valiliği, Emniyet Müdürlüğü, Trafik Müdürlüğü...
Tek bir yetkili bu konuda arayıp da bilgi lütfetmedi... Trafik yasalarının koyduğu kural nedir, bu kurala uymayanlara ne gibi işlem yapılmaktadır lütfedip bildirmediler. Trafik yetkilileri trafikle ilgilenmiyor mu?
Hiç değilse bunu açıklasınlar.
LOZAN
Cumhurbaşkanı Erdoğan Lozan Antlaşması’nı tartışmaya açarken bir soru:
Lozan’la ilgili en doğru ve net tanımlamayı kim yapmıştır?
Cevap: Bizzat Erdoğan...
Bakınız geçen yıl 24 Temmuz’da yani Lozan’ın yıl dönümünde Cumhurbaşkanlığı sitesinde de yer alan kutlama mesajı nasıl da dört dörtlüktü:
“Bugün, Cumhuriyetimizin KURUCU BELGESİ olan Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasının 94’üncü yıl dönümünü kutluyoruz.
Aziz Milletimizin her türlü yokluğa yoksulluğa ve imkansızlıklara rağmen yazdığı İstiklal Destanı Lozan Antlaşması ile diplomasi ve uluslararası hukuk alanında tescil edilmiştir.”
EKRAN
Uğur Dündar, CHP Genel Başkan adaylarını bir açık oturumda tartışmaya davet etti.
İlk olumlu cevap Ümit Kocasakal’dan geldi.
Muharrem İnce eğer Kılıçdaroğlu katılırsa kendisinin de açık oturuma katılacağını bildirdi
Ömer Faruk Eminağaoğlu da kuşkusuz bu tartışmaya katılacaktır...
Sıra geldi Kılıçdaroğlu’nun onayına.
Batı demokrasilerinde gelenek haline gelmiştir.
Siyasi yarışa katılan adaylar halkın önünde tartışır. Böylece kendilerini ve kafalarından geçenleri halka anlatma fırsatı bulurlar.
Seçiciler daha doğru tercih yapma imkânı bulur.
Eleştiri özgürlüğü sayesinde hükümet milletin düşüncesini öğrenir.
Böylece millet ile hükümet arasında bir anlayış köprüsü kurulur.
Atatürk (1931 - Medeni Bilgiler)