Son referandum sonrası Kemal Kılıçdaroğlu, YSK’nın mühürsüz zarf ve pusula kararını protesto için neden CHP’lilerle birlikte YSK’nın kapısına gitmediğini:
“Sokaklarda sopalı, hatta silahlı kişilerin olacağına ilişkin çok ciddi duyumlar vardı” şeklinde açıklamıştı.
Sopalı ve silahlı militanlar bu defa cezadan muaf olacağı için benzer olaylarda bu tür tehditler çok daha yoğun ve ciddi olacaktır. Deniyor ki; “Efendim çıkarılan 696 sayılı KHK sadece 15 ve 16 Temmuz günlerini kapsar”... Yargıç önüne gelen davada kararnamenin lafzına bakar. Orada da böyle bir açıklık yok. Kaldı ki parti militanları yeni bir durumda “Nasıl olsa buna da af çıkar” diye barbarlığa girişmez mi?
? ? ?
Çağdaş demokrasilerde, eli silahlı bir kişiden şüphelenerek öldüren asker ve polis dahi “Acaba sağ ele geçiremez miydi?” diye sorgulanır... Oysa son kararname ile sivile “Şüphelendiğin kişiyi vur, cezadan muafsın” deniyor. Resmi görevli kanuna göre hareket eder. Burada sivile kafasına göre hareket etme yetkisi veriliyor.
Şu mesaj da Doç. Ahmet K. Han’dan:
“Bireyin vücut bütünlüğüne yönelik olarak işlenenler başta, kamu menfaat ve güvenliğini hedef alan fiiller, haklı veya haksız, hiçbir mazeret veya sebeple, yasallaştırılamaz.
Aksi takdirde, kamu düzeni ve devletin meşru otoritesi sorgulanır hale gelecektir.”
Üniversite ahlakı!...
Konya’da Meram Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Celalettin Vatansev’in, dekan olmasının ardından erkek kardeşi, oğlu ve eşini aynı üniversitede işe almasını hayretle okurken... Bir de gördük ki, bu daha bir şey değilmiş...
Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Rektörü Prof. Murat Türk, görev yaptığı 2014 yılından bu yana eşi Prof. Dr. Zeynep Türk dahil 7 yakınını üniversiteye almış... YÖK söylentiler üzerine Zeynep Türk’ü görevden almış... Dikkat buyrun... Rektörün nepotizmi yani akraba kollaması 3 yıldır devam ediyor ama YÖK yeni uyanıyor!
Eşini dostunu akrabasını kollayan, görevini suistimal eden rektörlerin ve dekanların yönetimindeki üniversitelerde öğrencilere hak, hukuk, adalet, etik, ahlak kavramlarını nasıl öğretirsiniz?
ZEHİR
Tuzla’da birçok mahallede hissedilen geniz yakan kokunun kimyasal atıktan kaynaklandığının ortaya çıkmasının ardından, atıkları döken 4 kamyoncu gözaltına alındı.
Kamyon şoförü yüklenen malzemenin niteliğini bilmez, nereye dökmesi istenirse oraya döker... Bu atıklar hangi fabrikalardan çıkıyorsa sorumlu o fabrikaların yöneticileridir. Atıkların kimyasal yapısını da onlar bilir. Ancak dünkü gazete haberlerinde hiç onlardan söz edilmiyordu... Tuzla halkı peşini bırakmamalı bu olayın, üzerinin örtülmesine izin vermemeli...
DÖRT
Okurumuz son gelişmeler üzerine endişelenmiş:
“Anayasa’nın ilk 4 maddesini KHK ile değiştirmelerine ramak kaldı” diyor.
Pek farkında değiliz ama..
Anayasa’nın ilk dört maddesinin en önemlisi çoktan değişti.Ne diyor 2. madde:
“Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.”
Geçelim adalet anlayışı ve insan haklarına saygıyı.
Ortada demokratik, laik hukuk devleti mi kaldı?
BAZ
Niğde CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer baz istasyonlarının insan sağlığına zararlarını soruyor. Ulaştırma Bakan Ahmet Arslan, sorulara yürek ferahlatıcı cevaplar veriyor. Ömer Fethi Gürer diyor ki:
- Baz istasyonlarının zararsız olduğunu kanıtlamanın en güzel yolu bakanlığınızın çatısına bir baz istasyonu kurulmasına izin vermenizdir!
