En açık sözlüsü Sivas’tan çıktı...
Kimi dinci dernekler yılbaşında “Mekke’nin Fethi” adı altında alternatif kutlamalar düzenliyor. Aydın din adamı İhsan Eliaçık “Peygamber dönemi dahil İslam tarihinde böyle bir gün hiç kutlanmadı. Tarihi uymaz, tamamen uydurmadır” diyorsa da dinleyen yok. Sivas’ta Anadolu Gençlik Derneği tarafından düzenlenen Mekke’nin Fethi yürüyüşünde Dernek Başkanı Bülent Şimşek açık konuşuyor:
- Bu yürüyüşteki amacımız hem insanımızın hem de Sivaslı hemşehrilerimizin yılbaşını kutlamalarına engel olmak, bu kutlamalardan vazgeçirmektir...
Nedir kafayı yılbaşı kutlamalarına takanların dertleri...
İslamiyet’i savunmak derseniz, yılbaşının Hıristiyan âdeti olmadığı bin kez yazıldı, çizildi söylendi... Bir takvim bayramı sonuçta...
Sanırız dertleri insanların özgürce davranması ve eğlenmesidir...
Onlar milli bayramlara da karşılar. 1 Mayıs’ta insanların Taksim’de toplanıp halay çekmesine de... Dansa, müziğe, tiyatroya, operaya, baleye, mizaha, karikatüre falan da karşılar.
Herkes onlar gibi yaşasın, onlar gibi düşünsün, onların istediği gibi davransın derdindeler. Adım adım tek tip insan, tek tip toplum yaratma hevesindeler.
Özgür düşünce, özgür insan, gerçekleri gören toplum onları korkutuyor...
Acaba onların istediği gibi bir toplum mümkün mü?
? ? ?
Stefan Zweig, Papaz Calvin’in diktatörlüğünü anlattığı “Vicdan Zorbalığa Karşı” adlı kitabında soruya yanıt veriyor:
“Yeryüzünün tümüne diktatörlükle tek bir dinin, tek bir felsefenin, tek bir dünya görüşünün dayatılması şimdiye değin mümkün olmamıştır, hiçbir zaman da mümkün olmayacaktır, zira akıl her zaman her türlü köleliğe karşı kendini korumayı bilecek, onu sığlaştıracak ve renksizleştirecek, daraltacak, tek tipleştirilecek biçimde düşünmekten kaçınacaktır.
İnsan özgürlüğünün bu şekilde baskı altına alınmasına isyan edecek bağımsız kafalar her zaman çıkacaktır...”
2018
Yıl 2018...Yeni bir yıl kucağını açmış bizi bekliyor... Bendeniz yılbaşlarında eğlenmem.. Çünkü ısmarlama eğlenceleri sevmem... Gece erken yatar, sabah erken kalkarım... Yılbaşı bir takvim oyunudur aslında. Bir gün öncesiyle sonrasının farkı yoktur. Ne var ki hayat tek ve uzun bir koşudan ibaret olmamalı... Arada finiş ve depar çizgileri bulunmalı... Ki insan kendini yeniden değerlendirsin, ben ne yapıyorum diye bir durup düşünsün. Yılbaşı durakları bu yönden iyidir. Muhasebe günüdür... İnsanın kendini, düşüncelerini, duygularını yenilemesi için fırsattır.
Bu fırsatı iyi kullanalım...
İRANLI
Yeni yıla yasaklarla ve tartışmalarla girdik... Yeni yıl eğlencesinin de tadı kaçtı.
Attığımız bir tweet çok beğenildi. Yıllar önce bir dostumuz anlatmıştı. Humeyni’nin İran’a el koymasından sonra bir İranlıya:
- Hayatınızda ne değişti, diye soruyorlar...
Cevap veriyor:
“Eskiden evde ibadet eder dışarıda eğlenirdik, Şimdi dışarıda ibadet ediyor, evde eğleniyoruz”
REHİNE
15 Temmuz’un hemen ertesinde Anayasa Mahkemesi üyeleri Alparslan Altan ve Erdal Tercan tutuklandı. Her iki üye kısa süre sonra Anayasa Mahkemesi tarafından üyelikten çıkarıldı. 18 aydır hapisteler. Alparslan Altan’ın avukatı Erol Aras’a müvekkilinin durumunu soruyoruz:
- Alparslan Bey hakkında 18 aydır iddianame hazırlanmış değil, diyor, diğer üyenin durumu da sanıyorum aynı...
Görevde kalan Anayasa Mahkemesi üyelerinin huzur içinde sağlıklı karar vermesi olası mı?
? Heracleitos der ki;
Mutluyken söz vermeyin.
Kızgınken cevap vermeyin.
Üzgünken karar vermeyin.