Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Duvar adlı internet sitesinde güzel yazılarını okuduğumuz akademisyen Reyya Advan, son yazısında televizyonların reyting hamlesini ele alıyor...

“RTÜK, yaptırımları artırınca evlilik programları bitti. Onların boşluğunu ne dolduracak? diye merak edilirken bütün sunucular, aniden dedektif oldu. Her kanalda en az bir (bazılarında iki tane) kayıp arama, bulma, kavuşturma, küs barıştırma, kavga bitirme, suçlu tespit etme, cinayet çözme, katil bulma programı başladı. Yıllardır Müge Anlı’nın oturduğu tahta ortak olmaya gelmişlerdi. Onlar da birer polis, hâkim, savcı ya da ‘amirim’ olmak istiyorlardı.”

Haberin Devamı

***

Reyya Advan’ın yazısını okurken hatırladık...

Bu tür programlar yıllar önce bir ara yine modaydı. Televizyoncular peşlerine polisleri takıp suçlu avına çıkıyor, en çetrefil sorunları şıp diye çözüyorlardı. ATV’nin Almanya yayınlarında çalışan bir arkadaşımız aynı programları orada yapmaya kalkışmıştı. Kayıp bir Türk’ü aramış, uzun çalışmalardan sonra ailesiyle buluşturmuştu. Ancak daha ikinci veya üçüncü programda Alman polisi yakasına yapıştı. Dediler ki:

- Bu ülkede polis var, mahkemeler var... Kayıp birisi varsa polise bildirirsin. Televizyoncunun polis rolüne soyunması nereden çıktı?

Adamlar bu işe çok hayret etmişti...

Naim’in dramı...

Minik ama dev bir sporcuyu, Naim Süleymanoğlu’nu (50) genç yaşta kaybettik.

Naim’in rakibi Yunanlı halterci Valerios Leonidis ölüm haberi üzerine üzüntülerini bildirdi, İstanbul’daki cenaze törenine de gelerek Naim’in tabutunu öptü. Ve dedi ki:

“Aslında Naim Süleymanoğlu ile geçirdiğim her an çok değerliydi. Hepsi çok özeldi. Ancak Atlanta’yı özellikle hiç unutmam. O altın, ben gümüş madalya almıştım. Madalya seremonisi öncesinde kendisine ‘En iyi sensin’ dedim. Naim ise bana ‘Biz en iyiyiz’ diye cevap verdi”...

Naim böylesine yüce gönüllü bir sporcuydu. Acaba kendisini sonraki yıllarda neden alkole verdi? Belli ki aradığı sevgi ve saygıyı bulamadı. Hayal kırıklıkları yaşadı. Toplumun spora olan ilgisi ya da ilgisizliği bunda etken mi? Ne kadar etken? Üzerinde düşünmeliyiz...

Haberin Devamı

GÖÇ

Almanya’da sokak röportajında Almanlara soruluyor:

- Avrupalı-

ların Türkiye’yi kıskandığı söyleniyor. Siz Türkiye’yi kıskanıyor musunuz?

Almanlar bu soruya genellikle “Hayır kıskanmıyoruz” yanıtını veriyor. Bir Alman genci ise şöyle diyor:

- Biz Türkiye’yi kıskanmıyoruz ama sanırım Türkiye bizi kıskanıyor. Bakın Almanya’dan Türkiye’ye kimse göç etmiyor ama Türkiye’den Almanya’ya birçok kişi göç ediyor...

“Yılbaşında büyük ikramiye size çıkarsa ne yaparsanız?” sorusundan gına geldi. Biraz da yöneten sınıfa “Asgari ücretle çalışmak zorunda kalırsanız nasıl geçinirsiniz?” diye sorulmalı.

***

Ucuz et yetmez!

Yurt dışından ucuz benzin, ucuz mazot, ucuz ilaç, ucuz elektrik de ithal edilip vatandaşa satılsın!

G.E

FATMAM

TRT’nin zamanın ruhuna uygun şarkı ve türküleri ya çöpe attığını ya da sözlerini değiştirerek yayınladığını gören bir dostumuz, dinleyici istekleri programına bir mesaj göndererek aşağıdaki türküyü istemiş. Tolga Çandar’ın söylediği, geçmişte zaman zaman TRT’de çalınan “Kuyu Başında Testi” adlı türkü şöyle:

Haberin Devamı

“Aman Fatmam, canım gülüm Fatmam

Ben rakıya su katmam

Sen katar isen ben içmem

Ben Fatmam’dan vazgeçmem.