Hong Kong’daki “City University”nin Dekanı Prof. Geraint Howells bir konferansa katılmak için Çin’e gidecekti. Bu ülkenin konsolosluğuna başvurarak vize talebinde bulundu.
Konsolostan çok ilginç bir cevap geldi... Deniyordu ki:
“Pasaportunuzdaki damgalardan daha önce Türkiye’de bulunduğunuz anlaşılıyor. Lütfen Türkiye’ye hangi tarihte, hangi amaçla gittiğinizi açıklar mısınız?”
Prof. Howells 2015 yılında İstanbul’da Yeditepe Üniversitesi’nce düzenlenen Avrupa Hukuk Fakülteleri Birliği (ELFA) yıllık konferansına katılmıştı. Üniversiteden bu bilgileri içeren bir yazı istedi. Kendisine o yazı gönderildi.
İlginç olan, Türkiye’nin Çin tarafından bir nevi kara listeye alınmış olması... Bunun da baş sebebi Uygur politikası olmalı... Çin Türkiye’nin bu ülkedeki İslami terör örgütlerini desteklediği kanısında.
Sonuçta... Dünya ülkeleri Çin’in “kuşak ve yol” başta olmak üzere muazzam ekonomik projelerine katılmak için yarış ederken, biz en geriden gidiyoruz...
Gazetelerde resim!
Hepsi iri yarı, güçlü kuvvetli, sağlıklı delikanlılar... Gazetelerde resimlerini gördüğümüz bu yiğitler Afrin’de kaybettiğimiz askerlerimiz...
Resimlerinin altında isimleri genelikle “uzman çavuş”,”uzman onbaşı” olarak belirtiliyor.
Uzman dediğimiz, askerliğini maaşlı olarak yapan profesyonel erler...
Cephede en önde onlar savaşıyor.
Tabutlarına bazen küçük bir çocuk, bazen bir kız kardeş sarılarak ağlıyor.
Deniyor ki askerliği meslek edindiklerine göre ölümü de göze almışlardır... Eğer normal bir ülkede yaşasaydık bu sav doğru olabilirdi.
Ancak işsizliğin yoğun olduğu, insanların evlerini geçindirmek için ölümü göze aldığı bir ülkede yaşıyoruz.
Bu gençler cepheye evlerini geçindirmek, küçük çocuklarını besleyebilmek için gidiyor.
Çoğu şehit olunca evleri ortaya çıkıyor; Üzerine bayrak asılmış, sıvasız bir yarım gecekondu... Ve sessizce ağlayan çocuklar!
Savaşın yarattığı dramları izliyoruz. Bazılarımız bizzat o dramın içinde...
BASKET
Yaralı kuşa dokunmak olmaz...
Ama bu sadece bir espri...
Fenerbahçe basketbol takımı malum; Avrupa’da harikalar yaratıyor.
Son olarak Real Madrid’i İspanya’da eze eze yendiler.
Futbol takımı ise malum... Bir türlü dikiş tutmuyor.
Fenerbahçe yönetimine yakın bir genç adamla sohbet ederken sorduk:
- Sizin kulüp neden basketbolda böylesine başarılı da futbolda başarısız?
Cevabı:
- Aziz Yıldırım basketboldan anlamıyor da ondan...
KAFE
Bundan 40 - 50 yıl önce bir ara bankalar hızlı bir şube açma kampanyasına başlamıştı. Her semtte mantar gibi banka şubeleri bitiyordu. O günlerde Akbaba dergisinde yayımlanan karikatür hâlâ aklımızdadır.
İki fare yuvalarından dışarı başlarını uzatmış konuşuyor. Biri diyor ki:
- Kardeş bize gelsene, oyun oynayalım...
Öteki yanıt veriyor:
- Yaa çıkayım da yuvamı banka şubesi yapsınlar değil mi?
Fıkra nereden mi aklımıza geldi...
Moda’da şimdilerde hemen her sokakta üç beş kafe açıldığını görünce...
İLİM
Hakkari Üniversitesi’ne bir yıl önce rektör olarak atanan Prof. Dr. Ömer Pakiş’in, İlahiyat Fakültesi Dekanlığı döneminde oğlunu aynı fakülteye araştırma görevlisi olarak alması tartışılıyor. İddiaya göre Rektör Pakiş, sınava giren 28 adayı türlü bahanelerle elemiş ve 29. sıradaki oğlunu işe almış. Rektör Pakiş:
- Oğlum hak ederek araştırma görevlisi oldu, diyor...
Birisi Sayın Rektöre anlatmalı ki... Dekan olduğu fakülteye oğlunu alması, delikanlı sınavda birinci bile olsa, etik değildir.