CHP’de 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri ile 16 Haziran referandumunda bilgisayar süreçlerini yürütmüş olan Erdal Aksünger’e, son seçimde görev verilmedi. Bu görev, son seçimde, mühendis kökenli milletvekili Onursal Adıgüzel’e verildi. Ve onun yönetiminde kurulan Adil Seçim Platformu iflas etti. Erdal Aksünger bakınız bu konuda ne diyor:
“2015’teki, 7 Haziran’daki, 1 Kasım’daki ve 16 Nisan’daki süreçleri yönetmiş ve onları var etmiş bir insan olarak söylüyorum. O sistemleri kullanmadılar ve dışarıda bir sistem var etmeye çalıştılar. Adil Seçim Platformu, bir platform. Orada sadece ‘adilseçim.net’ diye mobil bir uygulama yapıldı. Eski sistem kullanılsaydı kesinlikle hiçbir problem olmazdı. Neden böyle bir şeye ihtiyaç olduğunu hiç bilmiyorum. Mobil uygulamasının teknik altyapısının başarısız olacağını söylemiştim. Adil Seçim Platformu’nun başarısız olduğunu kendileri de söylediler ve toplumdan özür dilediler. Açıklamalarında ‘Uygulamanın testlerini bile yapamadık’ demişler. Bu, intihar demektir.”
ABD’ye Reza Zarrab davasını izlemeye bile Erdal Aksünger’i gönderen Kemal Kılıçdaroğlu onu son seçimde görevlendirmediği gibi...
Başarısızlığı tescilli Onursal Adıgüzel’i de dün MYK üyesi tayin etti.
Genel Başkan’ın kime ve neye çalıştığı bir türlü anlaşılamadı.
Sevr seviciliği
Dün, yani 10 Ağustos, Sevr Antlaşması’nın 98’inci yıl dönümüydü. Tam da bu günlerde... Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Refik Turan, Sevr’in antlaşmadan ziyade bir ‘belge’ olarak anılması için çalışacaklarını söylüyor.
Siyasi İslamcılar Padişah Vahdettin Sevr’i imzalamadığı için bunun bir antlaşma sayılmayacağını iddia ediyor.. Ciddi tarihçiler ne mi diyor? Şunu:
“Anayasaya göre yapılacak barışın Meclis’te kabulü gerekiyordu. Mebusan Meclisi kapalı olduğundan Padişah Vahdettin eski komutan ve vezirlerden oluşan “Saltanat Şûrası”nı topladı. Padişah sorumluluğu bu kurulun üzerine yıkmayı amaçlamıştır. Saltanat Şûrası barışın yapılmasını kabul etti ve Paris’e gönderilen heyet Sevr Barış Antlaşması’nı imzaladı (10 Ağustos 1920).
UĞUR
Uğur Mumcu’nun suikasta uğradığı sokağa dikilen anıtın hemen yanına başkent elektrik idaresi kocaman bir trafo yerleştirrdi. Başta Mimarlar Odası olmak üzere Uğur Mumcu’nun ailesi ve sevenleri durumu protesto ediyor, iktidara:
- Kaldırın şu ucubeyi buradan, diye sesleniyoruz...
Yapılan hem bu ülkenin en değerli yazarlarından birine... Hem onun hatırasına saygı duyanlara.. Hem şehircilik ilkelerine hakarettir... Yazıklar olsun demekten başka söz gelmiyor aklımıza...
ALIVER
Fikir Tayfun Özdemir’den...
Suriye’li vatandaşlar bayram ziyareti için şimdiden sınırda uzun kuyruklar oluşturmuşlar.. Ne gerek var bu sıcakta bu kuyruklarda çoluk, coçuk insanlara eziyet etmeye..
Sınırın öte yanında kalan akrabalarını da bizim tarafa alıverelim..
Bayram izdihamı sona ersin! Bizim gibi güçlü ve adaletli bir ülkeye yakışanı da bu değil mi?
MAKAL
Çok değerli bir Anadolu aydınını, Mahmut Makal’ı 88 yaşında kaybettik. Makal, 1947 yılında İvriz Köy Enstitüsü’nü bitirdikten sonra 6 yıl öğretmenlik yapmış, 1950 yılında köy gerçeklerini anlattığı “Bizim Köy” adlı ilk kitabı yurtta büyük yankılar uyandırmıştı. Bu kitap nedeni ile tutuklanıp bir süre cezaevinde kaldı... Ankara’da yaşadığımız yıllarda görüşür konuşurduk... Adalet Partisi iktidardaydı. TRT o yıllarda da malum TRT... Aynı zamanda şair olan Mahmut Makal bir espri tutturmuştu:
“Günde 5 kez kalkınır memleketim haber bültenlerinde”
Makal’ı saygı ve sevgiyle uğurluyoruz...