İki vatandaş parkta oturmuş konuşuyorlar. Biri:
- E, abi, aynı gemideymişiz işte daha ne istiyorsun? Öteki:
- Oğlum bir şeyler ters gittiğinde dövecek birileri lazım, o yüzden tutuyorlar bizi gemide...
Karikatürü BirGün’de Serkan Altuniğne çizmiş... Bu “gemi” muhabbeti böyle zor zamanlarda hatırlanır. Oysa alt kamaradakiler çok önceden uyarmışlardır:
- Kaptan gemi hafiften su alıyor buna bir çare arasan!
- Kaptan rotada arıza var, bu gidişle kayalara toslayacağız
- Kaptan fırtına geliyor, şu yelkenleri toplasan...
Kaptan kendisine akıl öğretilmesinden hoşlanmaz. Uyarılara kulak verirse karizmasının çizileceğini düşünür.
Zaten bu akıl verenleri iki günün biri aşağılamakta, hatta onları yok saymaktadır.
Derken korkulan olur, gemi tehlikeli sulara girer. Tekne dalgalarda fındık kabuğu gibi sallanmaya başlar...
Geminin alt kameralarında seyahat eden ikinci sınıf yolcular edepli insanlardır... O gün kalkıp :
- Biz böyle olacağını söylemiştik, falan demezler.. Ya ne yaparlar?
Hep birlikte kaptana destek olmaya çalışırlar. Geminin sağ salim kıyıya ulaşması için seferber olurlar... Kaptandan hesap sormaya kalkan olursa zaten “hain” damgasını yer oturur aşağı...
Gemi kıyıya ulaştıktan sonra ne mi olacaktır?
Alt kamaradakiler yine yok sayılacak, adam yerine konulmayacak, itilip kakılacaklardır. Gemi böyle bir gemidir.
METRO
Yapımı devam eden Göztepe - Ataşehir - Ümraniye metro hattı Göztepe Parkı’nın bir parçasını alıp götürüyor. Bu yüzden Kadıköy Belediyesi askı sürecinde gerekli itirazı yaptı. Sonuç merakla bekleniyor.
Metro inşaatlarında hep aynı olay...
Örneğin Marmaray Üsküdar Meydanı’nı adeta yok etti. Büyükşehir Belediyesi yer kazanmak için denize kazıklar çakınca bu defa Mimar Sinan’ın eseri Şemsi Paşa Camii’nin duvarları çatladı. Öte yanda Cağaloğlu yokuşunda Valiliğin hemen önüne koca bir metro girişi yapıldı ve bu yüzden tarihi yokuş adeta iptal oldu... Metro inşaatı yapanlar kent estetiğine özen göstermiyor. Kimse de onları uyarmıyor.
SORU
Okurumuz Ercan Düzel, merak etmiş soruyor:
“Kendi yurttaşınızı tutuksuz yargılamak üzere tahliye ederken dışarı kaçar diye yurt dışına çıkış yasağı koyuyorsunuz.
Hain ve casus diye yargıladığınız yabancıyı tahliye ederken, bir daha geri dönmeyeceğini bile bile yurt dışına çıkış yasağı koymuyorsunuz.
Bu anormal durumun bir hukuki izahı var mıdır? Varsa nedir?”
***
Papaz Brunson’ın tahliye edilmemesi ve ABD’ye yönelik yaptırımlara gelince. Gayet yerinde ve doğrudur. Bu direniş ABD’ye karşı geçici bir tahdit olmaz da zamanla Çin, Rusya, İran gibi ülkelerle sürekli bir ittifaka dönüşürse... Daha da mükemmel olur.
TÜİT
Açıkgöz vatandaşımız aşağıdaki tweet’i atmış, bir öneride bulunuyor.
“Rakı ile yerli biradan ÖTV’yi kaldıralım. Vatandaş Amerikan içkisi yerine yerli içkiye yönelsin. Büyük oyunu bozalım.”
HEYKEL
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin heykel atölyesinde üretilen heykeller, estetik katması amacıyla kent merkezine yerleştirmişti. Cumhuriyet Caddesi’ne konulan ‘Kemancı kız’ heykelindeki keman ve yay bir süre önce kimliği belirsiz kişilerce çalındı. Yine Atatürk Caddesi’ndeki “Yaşlı çift” heykelinde bulunan baston kırıldı. Burada bulunan daha önce de saldırıya uğrayan “Kitap okuyan kız heykeli” ise Belediye’ce kaldırıldı. Heykel sanatının bu topraklarda 2 bin yıllık geçmişi var. Ülkemiz bu sanatın maalesef 2 bin yıl gerisindedir...