Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kanal D’de Beyaz’ın programına telefon açarak “bebekler ölmesin”diyen öğretmenle 1128 akademisyenin imzaladığı “Suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriyi aynı masumiyet kabına yerleştirmek doğru değil. Akademisyenlerin bildirisi farklı. Orada iktidarı eleştiriyor görüntüsü altında devletin teröre karşı verdiği mücadeleye itiraz var. PKK’nın adı anılmadığı gibi o tarafa en küçük eleştiri yok. Sadece şu cümleye bakmak kâfi:

“Hükümetin Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritasını oluşturmasını talep ediyoruz”...

Haberin Devamı

Özetle deniyor ki:

“HDP’nin, PKK’nın, Kandil’in taleplerini karşılayacak bir program hazırla ve uygula...”

***

Bu bildirinin hak ettiği nedir? Okkalı bir cevap. Bir karşı eleştiri...

Ama iktidardan gelen ifadeler... YÖK’ün durumdan emir çıkartarak akademisyenlere ceza vermeye hatta bazılarını işten atmaya hazırlanması... Savcıların hareketlenmesi.. Mafyanın akıl almaz tehditlere başvurması...

Sosyal medyadaki linç harekâtı...

Bunlar akıl alır tehditler değildir. Bunlar akademisyenleri mazlum, mağdur ve haklı duruma geçiren hareketlerdir. İktidar çevreleri öyle görünüyor ki yaptığı hataları örtmek için kendisi gibi düşünmeyen kişi ve kurumları düşman haline getirmek, böylece hedef saptırmak peşindedir. Bu tür mücadele ne iktidara ne ülkeye hayır getirir, aksine kaybettirir.

TRT’nin raporu

TRT ile ilgili Sayıştay raporu, iktidarın sesi olarak nitelenen kurumun aynı zamanda bir para yeme makinesi olduğunu ortaya koyuyor.

TRT’nin 2014 yılı toplam gideri 1 milyar 447 milyon liraya ulaşırken bu meblağın 800 milyon lirası vatandaşın ödediği elektrik parasından karşılanıyor. Zaman’da İsa Sezen’in haberine göre... Kurumda 7 bin 171 personel çalışıyor, onlara 536 milyon TL harcanıyor. Yayına 691 milyon lira harcarken, bunun 601.4 milyonluk kısmını (yüzde 87) dış yapım adı altında satın alınan programlar oluşturuyor. Peki 7 bin kişi neden çalıştırılıyor, kurum içindekiler neyle vakit geçiriyor? Meçhul.

***

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök başkanlığında bir heyet geçen hafta sonu TRT Genel Müdürü’nden randevu istiyor. Genel Müdür randevu vermiyor. Sonunda özel kalemine geçtiğimiz pazartesi günü gelineceği bildiriliyor. O saatte Genel Müdür Şenol Göka yerinde yoktur. Bir cenazeye gitmiş. Heyeti özel kalem müdürü karşılıyor. Genel Müdür geldiğinde kendisine Atatürk ve Cumhuriyet’le ilgili hakaretler içeren bir yayınla ilgili dosya veriliyor. Genel Müdür şikâyetleri kabul etmiyor. Programı savunuyor, tartışma çıkıyor.

Haberin Devamı

***

CHP’nin TRT’yi izlemesi doğrudur. Genel Müdür’ün kendisini muhalefet partisinin üzerinde görmesi ise yakışık almıyor.

AMİGO

Başbakan Davutoğlu’nun eski danışmanı Etyen Mahçupyanamigoların AKP’nin kalitesini nasıl aşağı çektiğini anlatıyor:

“Cumhurbaşkanı’nın bu değişikliği çok istediğini bilen ve başkanlığı savunarak onun ‘gözüne girmeye’ çalışan epeyce kişi var ortalıkta.

Bu kişilerin kendi arasında gizli bir rekabetin olması da çok doğal… Böylece ortaya garip bir ‘meslek’ çıkıyor: Yarın Erdoğanfikir değiştirse aynı gün onunla birlikte fikir değiştirip bugün söylediklerinin tersini savunabilecek bir amigo kümesi ile karşı karşıyayız.

Ne var ki bir fikrin toplumsal kabulü, o fikrin taşıyıcılarının tıyneti ile de yakından bağlantılı. Böyle bir grubun görünür hale gelmesi hedefin de kalitesizleşmesine neden oluyor. Ama belki daha önemlisi doğrudan AKP’nin kalitesi hakkında kalıcı bir olumsuzluk üretiyor.”

Bir gün söylediğinin ertesi gün tam tersini söyleyen kişileri

başka ülkelerde doktorlar,

ülkemizde 80 milyon vatandaş takip ediyor…

***

Turistik plajlarımız artık “mültecilerin bot facialarıyla”,

tarihi meydanlarımız “IŞİD katliamlarıyla” anılıyor…

***

Haberlerde iktidar yetkililerin “Teröristleri öldürdük” açıklamalarından

hemen sonra “şehit cenazesi” haberleri geliyor!

Akif Kökçe

AKİF

İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif geçen yılın sonunda (27 Aralık) ölümünün 79. yılında anıldı. Törenlerde Akif’in pekçok şiiri seslendirildi.

Ancak Akif’in bir şiiri vardır ki... Nedense pek hatırlanmaz...

Oysa bugünlere pek uyar bu dizeler...

“Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile...

Adem aldatmaksa maksad, aldanan yok, nafile!

Kaç hakiki müslüman gördümse, hep makberdedir;

Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir.”