Bu yıl inanılmaz işler oldu..
Büyüme yüzde 6’lara aştı.. İktidarın iddiasına göre yüzde 7’yi yakalıyoruz..
OECD Türkiye için büyüme tahminini revize etti; 3.4’ten 6.1’e çıkardı..
Bunlar iyi haberler..
Yüz güldüren haberler..
Hal böyle ama sıkıntı sürüyor..
Türkiye büyüyor ama işsizlik azalmıyor, artıyor..
***
Türkiye büyüyor ama parası sürekli değer kaybediyor.. Doların yükseldiği falan yok; lira değer yitiriyor..
Diğer ülkelerde böyle bir sıkıntı yok..
Biz de var.. Artık dolara dört lira, euro’ya beş lira deyin..
Devlet büyüyoruz diyor ama dövize bakarsak biz küçülüyoruz..
***
Enflasyon da koşar adım.. Yüzde 11’e dayandı.. Ülke büyüyor ama alım gücümüz düşüyor.. Enflasyona eziliyoruz..
Devlet çalışanlarına enflasyon oranında zam veriliyor ama o da eşeğin kuyruğu gibi oluyor..
İnsanlar olduğu yerde sayıyor. Büyümeden payını alamıyor..
Bir de şu var; dar gelirli için enflasyon daha yüksek.. Çünkü enerjide, gıdada fiyat artışları resmi enflasyonun çok üzerinde...
Neredeyse yüzde 18’lerde..
Bu sebeple, enflasyon oranında zam alanlar bile aslında küçülüyor.. Özel sektör desen, küçük işletmeler desen maaş artışını unuttu..
***
Peki, neden böyle?
Ekonomistlerin masaya yatırması gereken konu..
Bildiğim şu.. İnşaatta yüzde 10 düzeyinde büyümüşüz ama makine ve teçhizat yatırımında büyümemişiz.. Ne demişti uzun süre ekonominin patronluğunu yapan Babacan...
Demişti ki; inşaat yatırımı o günü, fabrika yatırımı geleceği kurtarır..
Galiba temel mesele bu..
10 yıldır inşaata yükleniyoruz..
Sabah 8.. Güneş doğdu.. Zil çaldı..
Gazetemizin üçüncü sayfasının üzerinde her gün, hava durumu, namaz saatleri yayımlanır..
Bugün lütfen özellikle bakın..
Güneş ne zaman doğuyor, hava ne zaman aydınlanmaya başlıyor; yazıyor..
İstanbul için 08.00..
***
Peki, ders zili ne zaman çalıyor; 08.00..
Güneşle birlikte..
Demek ki; öğrenciler karanlıkta yola çıkıyor.. Milli Eğitim Bakanı genelge yayımlamıştı.. Sorumluğu valilere yıkmıştı..
Madem yetki onda, İstanbul Valisi’ne soruyorum: Hani servisler karanlıkta kalkmayacaktı, hani öğrenciler karanlıkta yola düşmeyecekti?
O sözler boş sözler miydi, o genelge laf olsun genelgesi miydi?
Lütfen bi cevap!.
Sayın yargıçlar neden?
KHK ile işten atılan (FETÖ’cü değil, solcu olduğu için) Nuriye Gülmen 266 gündür açlık grevinde..
Açlık grevindeyken örgüt üyeliği gerekçesiyle tutuklandı..
Amaç belliydi; meydandan uzaklaştırmak..
Destekçileriyle teması kesmek..
Gülmen açlık grevini cezaevinde de sürdürdü..
***
Savcı önceki gün; ‘Kaçma şüphesi yok, delilleri karartma ihtimali yok’ dedi ve tahliyesini istedi..
Gülmen 34 kiloya düşmüş.. Bırak kaçmayı, yerinden kalkacak hali yok..
Zaten hastanede yaşıyor.. Hastaneden çıkamıyor..
Mahkeme heyeti kabul etmedi.. ‘Kuvvetli suç şüphesi var’ diye tahliye etmedi..
Bu açıklama tatmin etmedi..
Sayın yargıçlar 34 kiloya düşen bir kadını neden tahliye etmediklerini ‘kuvvetli gerekçeyle’ açıklamak durumunda..
En azında hukukun varlığı adına..