Üniversiteye giriş şekli dün siyaseti polemik konusu olmaya namzet hale gelince, ‘Eyvah’ dedim..
Eyvah ki ne eyvah!.
Diyeceksiniz ki; siyasetin oyuncağı değil miydi?
Maalesef öyleydi.. Bu sebeple sistem bir türlü yerine oturmadı..
Ne üniversiteye giriş.. Ne liseye.. Ha babam değişti..
Çünkü alınan kararlar siyasiydi.. Bilimsel araştırmaya, sosyolojik temele, psikolojik tabana dayanmıyordu..
Lafı uzatma, örnek ver diyeceksiniz.. Son örnek.. YÖK’ün bu yıl koyduğu sistem..
Sabah sınava gireceksiniz, eğer başarılı olduğunuza inanırsanız, öğleden sonra ikinci sınava.. Biri barajı geçme, ikincisi yerleştirme..
Psikologlara sorum şu..
Sabah birinci sınav heyecanını atlatan genç, bir iki saat sonra hayatını etkileyecek ikinci sınava odaklanabilir mi?
Sınavdan çıkan insan derin bir nefes alır, oh der..
Gevşer..
İki saat içinde nasıl kendini toplayıp, ikincisine hazırlanacak?Nasıl bir kez daha sınava konsantre olacak?
Mümkün değil.. Bilimsel değil..
Bir günde iki hayati sınavı üst üste koymanın da izahı yok..
Söylenecek söz çok..
YÖK sınavın tek günde bitirilmesini şöyle izah ediyormuş..
‘Öğrenci yorulmaz. Ne yapacaksa tek bir günde yapıp bitirir, üzerindeki sınav stresi azalır.’
Yapmayın, etmeyin..
Benim zamanımda tek sınav vardı.. 1980’den sonra öğrencilerin hayatı iki saatte, üç saatte belirlenmemeli diye başka sisteme geçildi..
ÖSS ve ÖYS çıktı..
İlk basamakta 120 puan alan, ikincisine giriyordu..
2010’da YGS ve LGS denen yöntem çıktı.. YGS yine barajdı, 180 puan.. LYS yerleştirme.. Ama dört ayrı sınav olarak düzenlendi.. Seçmeli..
YÖK’ün getirdiği yeni sistem 1970’lere dönüyor.. Benim sınava girdiğim yıllara.. Biz tek günde, tek sınavla üniversiteye girdik.. Bugünün gençleri tek günde, arada iki saat mola vererek, iki sınava girecek..
Pek fark yok..
Var tabii; isim farkı var.. Yöntem aynı..
1970’ler..
Sonuç; siyaset bu işe de el koyduysa yandık!..
Neden mi yandık? Şu sebepten yandık!
Gelelim siyasetçilerin bu konuya neden el atmaması meselesine..
Neden yandık dediğime..
Polemik yapmalarının tehlikesine..
Biri çıkıp diyecek ki; (ki dedi de) üniversite sınavsız olsun.. Ortaöğretim bitirme sınavı koyalım..
1960’lar gibi..
Öteki diyecek ki; lisedeki not ortalamalarını esas alalım..
Beriki diyecek ki; her isteyeni üniversiteye alalım..
İş dönüp dolaşıp, ne veriyorlarsa beş fazlasına dönecek..
Seçim meydanlarının malzemesi olacak.. Sonunda kaybeden çocuklarımız olacak..
Kalitesiz fakültelerden..
Adı sanı bilinmeyen okullardan.. İş dünyasının tanımadığı üniversitelerden mezun olacaklar..
Ve tabii ki iş bulamayacaklar..
Siyasetçilere tavsiyem; her köşe başına AVM gibi üniversite izni vermeden önce özel sektörle bi konuşun.. Hele sınavsız alalım derken..