Konuşmaya, tartışmaya yeni başlamıştık..
Meydanlar yeni ısınıyordu..
Anayasa üzerine genel sözler söylenmiş, sıra içeriğine girmeye gelmişti..
Maddeler teker teker masaya yatırılmak üzereydi..
Hollanda Başbakanı Rutte araya girdi..
Daha doğrusu, burnunu soktu..
***
Kendi ülkesinde seçim var.. Baktı ki ırkçı Wilders sıkıştırıyor, iktidarını tehdit ediyor..
Yabancı düşmanlığını, İslam karşıtlığını körükleyerek oy topluyor..
O da Türkiye düşmanlığına sarıldı..
İki bakanı hedef aldı.. Ankara’yla ağız dalaşına girdi..
Hollanda Başbakanı bu hamlesiyle seçimde beklediği oyu çıkardı ama bizim referandumun seyrini değiştirdi..
Bizim referandumun ayarını bozdu..
***
Anayasa değişikliğinin maddeleri ikinci plana düştü, Avrupa’yla atışma başrole kuruldu..
Artık varsa yoksa Avrupa..
Mesele Avrupa’yı demokratikleştirmeye.. Kral ve kraliçeli ülkelerdeki rejimi değiştirmeye kadar vardı..
***
Bu gelişmelerden haberi olmayan birini getirseniz.. Mesela, uzun süre açık denizde olan.. Mesela Sibirya’da yaşayıp dünyayla ilişkisini koparmış olan..
Yapılan konuşmaları dinletseniz..
Sorsanız Türkiye’de referandum ne için yapılıyor?
***
Şöyle diyebilir..
Türkiye, AB üyeliğinden çıkalım mı, çıkmayalım mı diye sandığa gidiyor.. Birleşik Krallık gibi..
Türkiye, AB’ye üye olalım mı, olmayalım mı diye sandığa gidiyor..
Türkiye, Avrupa ile kavga edelim mi, etmeyelim mi diye oylama yapıyor..
Türkiye, Avrupa ile köprüleri atalım, sınırları kapatalım diye referanduma gidiyor..
***
Referandumun ayarı bozuldu demem bundan..
Neyse..
Daha bir ay var.. Almanya, Hollanda tansiyonu düşerse, kısmetse kendimize, anayasamıza döneceğiz..
Avrupa’dan bağımsız tartışmaya başlayacağız..
Avrupa’yla kriz turizmi vurur mu?
Herhalde bu günlerde kâbusla uyanan, stresle yaşayan, bu yıl geçen yıl gibi olmaz inşallah diye başını yastığa koyanlar:
Otelcisinden lokantacısına, taşımacısından çiftçisine, üreticisinden rehberine, acente sahibinden tekstilcisine..
Aşçısına, garsonuna, komisine..
Sahada çalışanından büroda çalışanına kadar..
Ekmeğini turizmden kazananlardır..
***
Kötü bir yıl geçirdik..
İflaslar, işten çıkarmalarla dolu bir sezon oldu..
Birkaç rakam vereyim..
2015 yılında 35 milyon yabancı turist gelmiş.. 25 milyar dolar bırakmış..
2016’da yabancı turist sayısı 25 milyona inmiş.. Gelir de 25 milyar dolardan 15 milyar dolara..
Sektörün yabancı turistten kaybı 10 milyar dolar..
***
Bu sadece Rus uçağını düşürmemizle açıklanacak bir durum değil.. 2015 yılında 3.6 milyon Rus gelmiş, 2016’da 850 bin..
Rakamları yuvarlayalım..
Uçak krizi nedeniyle 3 milyon Rus gelmedi, peki 7 milyonluk kayıp nerden?
***
Birçok etkisi var.. PKK terörü, IŞİD’in turistlere yönelik canlı bombaları, Avrupalının terör nedeniyle hareket etmeme, yer değiştirmeme eğilimi falan..
Hepsi üst üste bindi..
Ama olan turizm sektörüne oldu..
***
Sadece bilfiil içinde olanlar değil, mal verenler de, ürün satanlar da, tarım üreticisi de etkilendi..
70 bin kişinin işsiz kaldığı, aileleriyle 200 bin kişini etkilendiği söyleniyor..
Bu yıl ne olacak sorusu turizm sektörünü strese sokuyor..
Uykularını kaçırıyor..
***
Rusya’yla eski günlere yelken açmamız durumu kurtarır mı?
Rus turist sektörü ihya eder mi?
Zannetmiyorum..
Geçen yılın üç katı Rus gelse 2.5 milyon eder..
Peki Araplar..
İsrailliler..
Kurtarmaz diyorlar..
***
İşin gerçeği şu.. 35 milyon yabancı turist bile az.. 40 milyon, 50 milyon, 60 milyon olması lazım..
Olması için de Batı başkentlerinden uçakların peş peşe havalanması lazım..
İyi pazarlar..