Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bugüne kadar OHAL’e dayalı KHK’larla yüz bine yakın kişi kamudan atıldı..
Bir kısmı itiraz etti, yine KHK ile geri döndü..
Aşağı yukarı 85 bin kişinin ilişkisi kesildi..
30 binden fazlası öğretmen..
Üniversite-lerden uzaklaştırılan akademisyen sayısı 4 bini geçti.. Son rakam yanılmıyorsam 4 bin 300..
***
Atılanlar arasında..
Sadece keskin Fethullahçılar yok..
Sadece byLock kullandığı için yakayı ele verenler yok..
Sadece Fethullah’ın üniversiteleri kapatıldığı için kendini sokakta bulanlar yok..
***
Solcular var..
Sosyal demokratlar var..
Anayasa değişikliğine karşı çıkanlar var; hayırcılar..
Barış Bildirisi diye adlandırılan bildiriye imza atanlar var..
Rektörlerin hazzetmediği kişiler var..
***
Düne kadar kamudan atılanlara sahip çıkılmadı.. İki üç ay önce Fethullahçı temizliğine 146 imzacının sıkıştırılması eleştirildi, o kadar..
Fethullahçıların üniversitelerden atılması destek gördü..
Öyle ya..
Fethullah’ın imamından emir alan polis olabilir..
Fethullah’ın imamından emir alan asker olabilir..
Bürokrat olabilir..
Sağlık personeli olabilir..
Doktor olabilir..
Hatta öğretmen olabilir..
Olmaz ama hadi oldu diyelim savcı olabilir..
Ama hâkim olamaz..
Akademisyen olamaz..
***
Savcı emirle işlem yapar ama adalet dağıtmakla görevli hâkim emirle karar veremez..
Hâkim hukuk dışına çıkamaz..
Hâkim adalet dağıtmak zorunda..
***
İmamdan emir alan akademisyen de olamaz.. Aklını kiraya veren doktordan, doçentten, profesörden öğrencilere hayır mı gelir?
Özgür düşünemeyen akademisyene akademisyen denir mi?
Denmez tabii..
Bu sebeple Fethullahçıların üniversitelerden temizlenmesini akademik camia destekledi..
Medya destekledi..
Aydınlar destekledi..
***
Ama 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle işler değişti..
Anayasa profesörü İbrahim Kaboğlu’nun gerekçesiz atılması alarm zilleri çaldırdı..
Mülkiye’nin değerli hocalarının hedef seçilmesi..
Prof. Alpkaya’nın Ankara Üniversitesi Rektörü’nü eleştirdiği için ihraç edilmesi OHAL’i mecrasından çıkardı..
FETÖ ile ilişkisi olmayan 330 akademisyen kapının önüne konulunca..
OHAL devleti mi oluyoruz sorusunu getirdi..
***
330 sayısını unutmayın.. Bu dönem 330’lar diye anılacak..
Bir dönem 147’ler olarak anıldığı gibi..

Yargısız ihraç yakışmıyor!..

Gelelim ‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisine imza atanlara..
1100 kişi imzalamıştı..
Katılmıyorum.. Karşıyım..
Bence barış bildirisi falan da değil..
Bildirinin üzerinden bir yıl geçti.. Geçen yıl ocak ayında yayımlandı.. PKK’nın hendek/barikat savaşının en yoğun olduğu günlerdi..
Bildiri, PKK’nın suçu yok havasındaydı..
İlçeleri ele geçiren, bombalı tuzaklar kuran, devlete savaş açanlara karşı mücadele eden polisi, askeri suçlar nitelikteydi..
Eleştirildi, kınandı..
O defter kapandı..
***
Haklarında soruşturma da açıldı..
Suç unsuru varsa yargıla..
Karar verecek olan mahkemelerdir..
Yoksa.. OHAL’e dayanarak gerekçesiz atmak, idari kararla ceza vermek, hukuk devleti kavramıyla bağdaşmıyor..
Geleceğe dönük endişeleri artırıyor..
***
Merak ediyorum, üniversite özgürlüğünü savunan YÖK Başkanı ne diyor?
Sessiz mi kalacak?
Politik mi davranacak?

Haberin Devamı

Hukuk yolu kapalı

OHAL’de kanıta bakılmıyor..
OHAL’e dayanarak çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler için yargı yolu kapalı..
Anayasa’ya uygun mu değil mi diye denetim yapılamıyor..
***
Eskiden KHK’lar için Anayasa Mahkemesi’ne gidiliyordu..
Mahkeme anayasal haklara uygun mu değil mi diye inceliyordu..
15 Temmuz’dan sonra Anayasa Mahkemesi bu yolu kapattı.. CHP’nin başvurusunu reddetti..
Ben bakamam dedi..
O zaman da sormuştum..
Şimdi de soruyorum; Anayasa Mahkemesi bakmazsa kim bakacak?
OHAL’le bir yıl, iki yıl, üç yıl yaşarsak hukuk devre dışı kalacak, yargı seyirci mi olacak?