Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Gazetenin ekonomi sayfasında bir başlık; İstanbul’da binalar artık en fazla beş kat olacak..

Annemle oturuyoruz..

‘Eskiden böyleydi. Binalar beş kat, en fazla altı kat olurdu’ dedi..

Evet, eskiden böyleydi, o yıllarda İstanbul güzeldi..

Her köşesinin farklı ambiyansı vardı.. Her mahallesinin kendine özgü yapısı vardı..

Teknoloji gelişti.. Devasa binalar dikmek kolaylaştı.. İşin içine imar rantı girdi..

İstanbul bu hale geldi..

Artık neredeyse her semt aynı.. Camla kaplı devasa binalar İstanbul’un kimliğini çaldı.. İstanbul’u teslim aldı.. AVM çılgınlığı da son darbeyi vurdu..

Haberin Devamı

İstanbul artık eski İstanbul değil..

İstanbul artık çirkin kent..

---

Güzel İstanbul’un son günlerine yetiştim.. Çocukluk yıllarımın Aksaray’ını unutamamam..

Aksaray çarşının kimliği vardı, kişiliği vardı..

Lakerdanın, çirozun en kralı orada satılırdı.. Yenikapı sahiline ipler gerilir, uskumrular asılır, kurutulurdu..

Gençlik yıllarımın geçtiği Beyoğlu çok farklıydı.. Trafiğe kapalı değildi ama daha sıcaktı, daha samimiydi..

Meyhaneler de farklıydı.. Birahaneler de..

Çiçek Pasajı’nın o günkü hali dillere destandı..

O yıllarda..

Bi adap vardı, bi kültür vardı, bi saygı vardı, bi sevgi vardı..

Masaya rakı/balık/salata üçlüsüyle birlikte sevgi de konurdu, kültür de konurdu..

Sohbetlerin konuları çok farklıydı..

---

Kafa dergisinin aralık sayısında okudum.. (Bu arada Kafa dergisini tavsiye ederim.. Ayrıca, çok güzel aylık dergiler çıkıyor.. Çok kaliteli yazılar yayımlanıyor.. İlk fırsatta hepsini tanıtacağım..)

Vefa Zat imzalı, İstanbul üzerine kısa bir yazıdan şu satırların altını çizdim:

---

‘Eskiden İstanbul’un balıkçı meyhaneleri vardı. Denizin dibine salaşhaneler halinde inşa edilen sahil meyhanelerinden, Boğaziçi köylerinden her birinde vapurları karşılayan iskele meyhanelerinden, zenginleşen İstanbul’un simgesi olarak Boğaziçi’ne serpilen ve zaman içinde balık lokantalarına dönüşen sosyete meyhanelerinden söz etmiyorum. Balıkçı meyhaneleri bizzat balıkçıların ve onlarla birlikte vakit geçirmekten zevk alan kişilerin devam ettiği, eşi benzeri olmayan bohem mekânlardı.’

Haberin Devamı

---

İstanbul’da balıkçı meyhanesi kalmadı..

Gençliğimde Menekşe’de vardı.. Balıkçıların o gün tuttuğu balıklar, bir iki mütevazı mezeyle (pilaki gibi) takviye edilirdi..

Aslında üç dört masalı balık/salata mekânıydı..

Beyoğlu meyhanelerin son günlerine de tanık oldum.. Çiçek Pasajı’nın eski hali dillere destandı..

---

Şanslıyım.. Güzel İstanbul’u az da olsa yaşadım..

Bugünkü İstanbul’la karşılaştırınca benden önceki kuşaklar çok şanslıymış diyorum..

İstanbul’un güzelliklerini tatmışlar..

İyi pazarlar..

Allah rahmet eylesin

Türkiye iki kültür adamını aynı gün kaybetti..

Filmleriyle üç kuşağa hitap eden, üç kuşağı güldüren, inanıyorum ki en az üç kuşağa daha hitap edecek olan Münir Özkul’u kaybettik..

Bugün toprağa vereceğiz ama o hep yaşayacak.. O evimizin salonunda uzun yıllar daha konuk olacak.. O bizle birlikte hep yaşayacak.. Bizden sonra da yaşayacak..

---

Kültür adamı Aydın Boysan da ölümsüzler arasına adını yazdırdı.. Bize adabı, terbiyeyi, en önemlisi sohbet etmeyi öğretti..

Haberin Devamı

İkisine de Allah rahmet eylesin..