Bu iktidarın yaptığı en iyi iş ne diye sorarsanız..
İktidardayken muhalefetteymiş gibi davranmaları derim..
Yıllarca bunu yaptılar..
15 yıllık iktidarlarının 9-10 yılı böyle geçti..
Hedeflerine mutlaka birilerini koydular..
Bu kâh asker oldu..
Kâh yüksek yargı..
Kâh YÖK, üniversiteler..
Kâh bürokrasi, kâh diplomasi, kâh iş adamları, kâh medya, kâh Merkez Bankası, kâh sendikalar, kâh STK’lar..
İcraat yaparken iktidar gibi davrandılar, meydanlara çıkınca muhalefet gibi..
Yıllar geçti..
Bütün kurumlar iktidar partisinin hinterlandına girdi..
***
Aradan 15 yıl geçti..
Kızacak, eleştirilecek, fatura kesecek, hedefe konacak ne kişi kaldı ne kurum.. Ama iktidar iktidardayken muhalefetmiş gibi davranma huyundan vazgeçmedi..
Çünkü bu yöntem tutmuştu..
Çünkü bu algı operasyonu karşılık bulmuştu..
***
İktidar şimdilerde başarısız oldukları işleri başkaları yapmış gibi gösterip, eleştirerek..
Teflon tava politikası izleyerek yoluna devam ediyor..
Onlarca örnek verebilirim..
***
Son örnek.. Milli Eğitim Bakanı’nın dünkü açıklamaları..
Bakan öyle sözler söyledi ki zannedersin ki..
AKP iktidara dün geldi..
Milli Eğitim Bakanlığı’nı dün devraldı..
Dedi ki; ‘İnanın evlatlarımız büyüyor, büyüdüğünü fark edemiyorsunuz. Etüt merkezleri ne kadar arttı değil mi? Sırf TEOG’dan dolayı arttı. Dolayısıyla da daha çocukluktan başlayarak evladınızın yarış atı konumuna gelmesini hangi anne baba ister? Biraz sevin biraz sayın, biraz ailesiyle kalsın, kardeşleriyle kalsın..’
***
Çocuklarımızı yarış atı olmaktan kurtaracağız..
Çocuklarımızı dershanelerin elinden alacağız..
Diyerek TEOG’u getiren kim?
Kendileri..
Bugün söylediklerine bakın..
TEOG’dan dolayı çocuklar yarış atına dönmüş!..
Bunu muhalefet söylemeli, muhalefet bas bas bağırmalı, ama iktidar söylüyor..
***
Yarın bunu da muhalefete yamamaya çalışırlar..
FETÖ’yü CHP’ye yamadıkları gibi..
Diyanet Başkanı özür dilemeli..
Diyanet İşleri Başkanı göreve yeni başladı..
Eleştirmek veya övmek için icraatını görmemiz lazım..
Konuşmak erken..
Erken ama koltuğa oturduğu gün göreve iyi bir sicille başlamadı..
Yalan üzerine kurduğu mağduriyet algısıyla siyaset yaptığı ortaya saçıldı..
***
Bir zamanlar demiş ki..
‘Babam tarlada taşların arasına Kuran’ı saklayacak korku yaşadı bu ülkede. Bu ülke böyle bir süreçten geçti..’
Hayır, geçmedi..
Din adamı yalan söylemez.. Kuran bu ülkede hiçbir zaman yasaklanmadı.. Evinde Kuran var diye insanlar gözaltına alınıp sorgulanmadı..
İnsanlar Kuran’ı toprağa gömüp saklamadı..
***
Diyanet İşleri Başkanı bu sözleri etmişse özür dileyerek göreve başlasa iyi olur..
Çünkü anlattığı hikâye yalan!.
Uydurma, siyasi..