İktidar dövizin, faizin, enflasyonun ateşini düşürmek için elinden geleni yapıyor..
Teşvik üstüne teşvik açıklıyor..
Kredi üstüne kredi imkânı sağlıyor..
Ama..
Doluya koyuyor almıyor, boşa koyuyor dolmuyor!.
Neden?
Dün 135 milyarlık teşvik paketi açıklanırken euro 5 lirayı geçerek rekor kırdı.. Dolar 4 liranın üzerindeki seyrini sürdürdü..
Rekoruna rekor ekledi..
Neden?
Temel meselemiz cari açık.. Geçen yıl 47 milyar dolar açık verdik.. Tamam da cari dengeyi sağlamak adına bunca tedbire rağmen piyasanın ateşi neden sönmüyor?
Döviz neden durulmuyor?
İhracatla övünüyoruz (geçen yıl 157 milyar dolar) ama ithalata bakmıyoruz (233 milyar dolar)..
Diş ticaret açığı 77 milyar dolar..
***
‘Bize ne dolardan, dövizden, iner de çıkar da’ diyemeyiz.. Çıkınca akaryakıt fiyatı yükseliyor, faiz yükseliyor, bu da bize ‘zam’ olarak, yeni adıyla ‘fiyat ayarlaması’ kılıfıyla yansıyor..
Bu soruya ekonomistler mi yanıt vermeli?
Siyaset bilimciler mi?
Sosyologlar mı?
***
Dün Mahfi Eğilmez’in yazısından öğrendim..
Son 10 yılda 437 milyar dolar cari açık vermişiz.. 437 milyar dolarlık finansman açığının 75.1’ini sıcak parayla karşılamışız..
Meselenin özü bu mu?
Sıcak parayla büyüdük, geliştik, sıcak parayla sörf yaptık.. Sıcak para elini ayağını çekmeye başlayınca, karaya oturmaya mı başladık?
Ekonomistler ne der?
***
Ülkede siyasal istikrar olmasa.. Güçlü hükümet, her istediğini yapabilen iktidar olmasa sebep bu diyeceğim..
Ama var..
OHAL nedeniyle belki de tarihin en güçlü en muktedir iktidarıyla yönetiliyoruz..
O halde!.
Yoksa görüldüğü gibi değil mi? İstikrar kâğıt üzerinde mi?
Bu da siyaset bilimcilerin işi..
***
Acaba diyorum mesele sosyolojinin alanına mı giriyor?
Euro’nun, doların, faizin, enflasyonun sosyolojiyle ne alakası var demeyin..
Toplumsal barış yoksa.. İnsanlar birbirlerine sevgiyle değil de husumetle bakıyorsa.. Taban tabana zıt beklentileri varsa.. Farklı sosyal hayatların içindelerse..
Özetle, güven ortamı zedelenmişse, dövizi de tutamazsın, faizi de..
Bu da sosyolojinin alınana girer..
***
Ben yorum yapmayayım..
Sizce temel mesele ne?
Hangisi!.
Üçü de olabilir mi?
Altı beton, üstü serpme lale..
Taksim’i gördünüz mü?
Görmeyin üzülürsünüz diyeceğim ama bu aralar fotoğrafları her yerde..
Taksim dünyanın en kötü meydanlarından biri haline nasıl getirilir konulu yarışma açılsa..
Birinciliği bugünkü hali alır..
Beton üzerine serpme lale saksıları!.
***
Aslında Taksim İstanbul’un aynası..
İstanbul’un özeti..
İstanbul beton.. Yok kenarları yemyeşil, refüjler çiçek bahçesi, rengârenk..
Kötü mü?
Hayır, hayır ama hepsi o..
Gerisi beton..
***
Taksim Meydanı da öyle.. Koca meydanın tamamı beton, göz boyamak için betonun üstüne saksılar koymuşlar..
Altı beton, üstü serpme lale olmuş..