Siyasetçiler meydan meydan, salon salon dolaşıyor..
Kimi anayasa değişikliğinin faydalarını anlatıyor..
Kimi anayasa değişikliğinin zararlarını..
Elimden geldiği kadarıyla takip etmeye çalışıyorum..
‘Hayır’ı savunanların işi kolay..
‘Evet’i savunanların işi zor..
Niye diyeceksiniz?
***
Evet oyu isteyen, rejimin veya sistemin değişmesi gerektiğini nasıl savunacak?
Mevcut durumu kötüleyerek..
Hükümetlerin iş yapamaz halde olduğunu anlatarak..
İşte zorluk burada başlıyor..
Çünkü..
Türkiye’nin son 15 yılına, evet oyu kampanyası yapan, rejimin değişmesi gerektiğini söyleyen parti damgasını vurdu..
Nasıl kötüleyecekler?
***
Dinliyorum, bir ters, bir yüz yapıyorlar..
Nasıl mı?
Hem yaptıklarıyla hem övünüyorlar hem de istikrar için oy istiyorlar..
İşte burada zorlanıyorlar..
***
15 yıldır istikrar yok muydu?
İstikrar tek parti iktidarı demekse; var..
2002, 2007, 2011, 2015 (kasım) seçimlerinden tek parti çıktı.. Seçmen istikrarı bozmadı..
***
(Yeri gelmişken küçük bir not.. İstikrar tek parti iktidarı demek değildir. İstikrar kavramı bir ülke için daha büyük konsensüsü ifade eder; etmeli..)
***
Bir başkası..
Çift başlılıktan yakınıyorlar..
2007 yılından beri çift başlılık var mı?
Yok..
Hatırlayın, 2007’de iktidar partisi bize cumhurbaşkanı seçtirtmiyorlar diye sandığa gitti.. Yüzde 47 oy aldı…
Seçmen iktidar partisine cumhurbaşkanını seç diye oy verdi..
Demem o ki; 10 yıldır cumhurbaşkanı ile başbakan aynı partiden..
Çift başlılığı seçmenin anlaması da zor.. Genç seçmen böyle bir dönemi hatırlamıyor bile..
***
Bir başkası..
Koalisyonlardan şikâyet ediyorlar.. Artık koalisyonlar olmayacak diyorlar..
Yaşı 30’un altında olanlar koalisyonu hatırlamıyor bile..
Hele 18 yaşındaki seçmen; o ne ya diyor!..
Bu sebeple işleri zor..
Hem de çok zor..
15 Temmuz Sırları
Darbe girişimini derli toplu anlatan, analiz yapan kitaplar çıkmaya başladı..
Hakan Aygün altı aydır üzerinde çalışıyordu..
15/7 15 Temmuz Sırları adlı kitabı bu hafta raflarda yerini alacak.. 15 Temmuz gecesini hepimiz yaşadık.. Anlam veremediğimiz bir yığın abuk subuk işler var.. Hakan Aygün işte bunları da mercek altına almış..
Soru işaretlerine açıklık getirmeye çalışmış..
***
Mesela darbeci askerler TRT’ye gideceklerine, CNN’i basacaklarına TÜRKSAT’a gitselerdi, tüm yayını durdursalardı.. İnterneti felç etselerdi..
Aygün’ün kitabından öğrendiğime göre; darbeciler geç de olsa TÜRKSAT’’a gitmişler ama oradaki mühendis darbecileri oyalayarak veya kandırarak televizyonların yayını kesmemiş..
O da gecenin gizli kahramanı..
***
Terfi meselesi de çok önemli.. 2013’te albaylıktan tuğgeneralliğe terfi eden 18 albay darbeye katılmış.. İlk 9 sırada terfi edenlerin tümü cemaatçiymiş, darbeciymiş..
2014’te terfi eden 38’in 20’si.. 2015’te 41’in 22’si darbeye karışmış..
Çıkardığım sonuç şu; 17/25 Aralık’ta bekledikleri sonuç olmayınca darbeyi planlamışlar.. Hazırlıklara o tarihte başlamışlar..