Sabahın sekizi.. Birkaç dakika sonra uçağa bineceğim.. Telefonum çaldı..
Nurgün ( Erdinç).. Cumhuriyet’te uzun yıllar birlikte çalıştığım arkadaşım.. Bu saatte arıyor; bi terslik var dedim..
Kalbim pırpır ederek açtım..
Buz gibi bir ses; duydun mu, ne yapacağımı bilemiyorum..
Ne oldu diyebildim..
Ağlamaklı bir sesle ‘Okay Abi’yi kaybetmişiz’ dedi..
Başka bir şey konuştuk mu; hatırlamıyorum.. Telefonu kapattık..
***
Uçağa bindim, beynimde anılar uçuşuyor..
Bir ara ciğerlerinde bir takım problemler vardı ama atlatmıştı.. Kötü bir şey çıkmamıştı..
Oturmuştuk, geç saatlere kadar sohbet etmiştik..
Bu ani ölüm neden?
Uçaktan indim telefon trafiği başladı.. Kalp krizi dediler, sabaha karşı uyurken kalp krizi geçirmiş..
Küçük bir teselli!.
Okay Abi’yi çok erken kaybettik ama hiç değilse acı çekmeden öldü..
Son gününe kadar mesleğini yaparak göçtü..
Son gününe kadar kalemiyle ekmeğini kazanarak veda etti..
***
Okay Gönensin hayatıma 1981 yılında girdi.. Daha doğrusu ben onun hayatına..
Hasan Cemal Cumhuriyet’in genel yayın müdürü oldu..
Okay Gönensin yazı işleri müdürü..
31 yaşında..
Beni spor servisi şefi yaptı.. Daha 21 yaşındayım..
Hasan Abi’yle oturup karar vermişler.. Bu daha genç, bu daha tecrübesiz, bu daha üç yıllık gazeteci demediler..
Koca servisin anahtarı teslim ettiler..
Eee yukarıda Allah var; kahrımı da çektiler..
***
Yıl 1986.. Cumhuriyet’in gece sorumlusuyum.. Görev verdikleri kişiye güvenirlerdi.. Öyle yetki verdiler ki; manşet hariç gazeteyle istediğin gibi oyna..
Tabii ki hata yaparsan hesabını verirsin..
Bir akşam gece yarısı ajanstan haber düştü; tek satır..
Olof Palme öldürüldü.. (İsveç Başbakanı, dünya çapında siyaset adamı)
İki sütun mu versek, hangi haberin yerine koysak diye düşünürken; Okay Abi aradı..
O günler de böyle imkanlar yok.. Ne cep telefonu var, ne başka bir haberleşme imkanı..
Ne var ne yok niyetine aramış..
Öylesine..
Olof Palme’yi vurmuşlar dedim..
Manşeti hazırla hemen geliyorum dedi.. Manşete çektik..
Haberi manşete çeken tek gazeteydik..
Havamız bin beş yüz..
Çoğu gazeteci benim başarım zannetti, valla çaktırmadım.. Okay Abi de havamı bozmadı..
***
Genç kuşak nasıl gazeteciydi diye soracak?
Uzun uzun anlatmaya gerek yok.. Teknoloji gelişti.. İnternetten Cumhuriyet’in arşivine girip 1980’li yılların Cumhuriyet gazetelerine bakın..
Karşınızda Avrupa basınıyla boy ölçüşen gazete çıkacaktır..
Haberciliğiyle, mizanpajıyla, dizileriyle, sorunları derinlemesine işlemesiyle..
Yaptıkları Türkiye’nin sınırlarını aşan gazeteydi..
***
Beni yetiştiren kişidir Okay Abi.. Sadece bana değil, Cumhuriyet’te yetişen benim kuşağıma çok emeği vardır..
Hasan Cemal-Okay Gönensin ikilisinin eline çocuk yaşta düştüm..
Gazeteciliği, yazı yazmasını bana onlar öğretti..
Ahlaklı olmayı da..
Yazının namus olduğunu da..
Mesleğin kutsallığını da..
***
Ben bir ara televizyon dünyasına geçtim ama daha sonra yazılı basında yollarımız yine kesişti..
Aynı gazetelerde köşe yazarlığı yaptık..
Aynı havayı çok teneffüs ettik..
***
Gelelim Asmalımescit’teki Yakup’a..
Başka yere gitmezdi.. Akşam bir yere çıkacaksa, dostlarıyla buluşacaksa tek adresi vardı; Yakup..
Masasında çok oturdum..
Bazen tartışırdık, bazen sinirlenir, kızardı..
Ağzımızı açmazdık, açamazdık..
Sonra basardı kahkahayı..
Siz benim çocuklarım gibisiniz derdi..
***
Hasan Cemal efsane genel yayın müdürümüzdü..
Okay Gönensin efsane yazı işleri müdürümüz..
Hep öyle kaldı..
Onu görüp saygıyla önünü iliklemeyen, masasına desturla oturmayan, yanaklarından öpmeyen, sohbetine katılmak için can atmayan bir kişi görmedim..
Artık efsane yazı müdürümüz yok..
Aslında var..
Kalbimizde her zaman yaşayacak.. Gazeteci milletin Yakup buluşmalarında onu anmadan sohbet başlamayacak..
***
Allah rahmet eylesin..
Allah yattığı mekanı cennet eylesin..