Fethul-lahçıları tanıdınız mı?
Bir arkadaşının FETÖ’cülükten tutuklandığını duyunca, ‘Aaaa olmaz ya.. Geçen gün şu mekânda birlikteydik’ dediğiniz oldu mu?
17/25 öncesi Fethullahçılarına göre; cemaatçiler acayip takiye yaparmış..
Evde başka..
Dışarıda başka hayat!..
***
Peki, şimdilerde içerde ne yapıyorlar?
İçerde dediğim; hapiste, koğuşta..
Birbirleriyle didişiyorlar mı? Birbirlerini suçluyorlar mı? Psikolojileri nasıl? Pişmanlar mı? Ağlayıp sızlıyorlar mı?
***
‘Allah bizi buraya bilerek gönderdi. Dışarıdaki günahlardan arınıyoruz. Tuttuğumuz her oruç, kıldığımız her namaz dışarıdakinin bin katı değerindedir. Kutsal gün yakında..’
İnancıyla yaşıyorlarmış..
Nerden biliyorsun derseniz? FETÖ koğuşunda altı ay kalan ‘Aydınlıkçı’ Yıldız’ın anlattık-larından..
Dün Ertuğrul Özkök de yazdı..
Hayata bakış açılarından bir bölüm.. Yıldız anlatıyor:
***
“Ben koğuşa gittiğimde televizyon yoktu. İmamlar, ‘Huşumuz bozulur, dirayetimiz kırılır’ diyerek televizyonu yasaklamıştı.
50 gün boyunca tek tek görüşerek birçoğunu ikna ettim.
FETÖ tutuklusu bir esnaf televizyon aldırdı. Ama televizyon izlerken kadın gördüklerinde sürekli gözlerini kapatıp kanal değiştiriyorlardı.
Müzik çıkınca hemen kulaklarını kapatıyorlardı. En sonunda bir yol buldum. Kumandayı ben aldım, kadın çıkınca onlara söylüyordum, onlar gözlerini kapatıyordu.”
***
Türkiye dinci bir darbenin eşiğinden döndü..
FETÖ’cü yapı başarılı olsaydı..
Koğuştaki anlayış..
Koğuştaki yaşam biçimi..
Koğuştaki dünya görüşü..
Türkiye’nin yaşam biçimi olacaktı..
Allah korudu!..
FETÖ’cünün bedduası mağdurun bedduası
Vatan Partisi Öncü Gençlik Ankara İl Başkan Yardımcısı Yıldız’ın açıklamalarından anlıyoruz ki..
FETÖ sanıklarının koğuşunda her sabah saat dörtle altı arasında beddua seansı yapılıyormuş.
Tabii ki birinci sırada Cumhurbaşkanı..
Sonra..
Kendilerini hapse atanlar..
Sonra..
Kendilerine karşı olanlar, eleştirenler falan..
Ben de nasibimi almışımdır..
***
Beddualarının Allah tarafında yerine getirilmesini diliyorlar..
Kendilerine şunu sormak istiyorum..
Bu halleri..
Tezgâhla..
Kumpasla..
Fırıldak çevirerek..
Hayatlarını karattıkları insanların bedduasının sonucu olmasın..
Hani faizler inince enflasyon inerdi
Merkez Bankası faizi artırmadan faizi artırmanın yöntemini bulmuştu..
Yaptığı tiyatroydu..
Politika faizini yüzde 8’de tutuyor..
Geç likidite faizini yükselterek işi idare ediyordu..
***
(Küçük not: Politika faizini belirlemek Merkez Bankası’ndan alındı, başka yere bağlandı..)
***
Ekonomiye bilenler biliyordu ama halk faizin sabit kaldığını zannediyordu..
Bilmesi istenmiyordu..
Gerçek faiz yüzde 11.5, hatta 12..
***
Merkez Bankası dün yine aynı taktiği izledi.. Faizlerle oynamadı.. Gerekçe olarak da..
‘Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecektir. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir..’
Dedi..
***
Tercüme edeyim mi?
Merkez Bankası diyor ki; enflasyon inerse, faiz de iner..
O zaman sorarım..
Hani faiz inerse, enflasyon inerdi!..