Geçen yıl mayıs ayında Davutoğlu’nun ayrılık kararıyla başladık, dur durak bilmedik..
Bırakın siyasetin çalkantılı seyrini, darbe girişimi bile oldu..
15 Temmuz’un sarsıntısı hâlâ sürüyor..
Devletin içine nasıl çöreklenmişler? Kendilerini nasıl gizlemişler?
Daha üç gün önce 9 bin polisin kripto polis olduğu ortaya çıktı..
Meslekten uzaklaştırılan polis sayısı 40 bini buldu..
5 bine yakın hâkim ve savcı FETÖ’cü çıktı..
33 bin öğretmen ihraç edildi..
140 bin kamu görevlisi hakkında işlem yapıldı, 100 bin memur kamudan atıldı..
Hapishaneler doldu taştı..
Vallahi ucuz atlattık..
Beş on yıl daha kendilerini gizleselerdi..
Ya Fethullah Cumhuriyeti olurduk..
Ya da iç savaş çıkardı..
***
Bu süreye rejim değişikliğini de sığdırdık..
Yazım aşaması, Meclis görüşmeleri, referandum süreci derken, nerden bakarsanız altı aydır bu meseleyle boğuşuyoruz..
Anayasayla yatıp anayasayla kalkıyoruz..
21 Mayıs’ta yeni bir dönem başlayacak..
Cumhurbaşkanı AKP’nin başına geçecek.. Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı dönemi başlayacak..
Nasıl olacak derseniz; bilmiyorum..
Kimse bilmiyor..
İlk kez olacak..
***
Şimdi hemen Atatürk ve İnönü dönemleri hatırlatılacaktır..
Ama o dönem farklıydı..
O dönem parti devleti vardı..
Şimdi çok partili düzen var.. Çok farklı..
Yeni bir döneme giriyoruz.. Bu dönemde siyasetin nasıl akacağını kimse bilmiyor..
Bizlerin neyi beklediğini kimse tahmin edemiyor..
Yaşayacağız, göreceğiz..
***
O halde yeni döneme hazırlıklı girmek lazım..
Yeni dönemde zinde olmak lazım..
Eee, lafı nereye getireceksin diyeceksiniz..
İzin diyorum..
İzin yapmak istiyorum..
Çok değil bir hafta..
Bu yaz siyaset durulmayacak.. Bu yaz yine soluk olmadan koşturacağız..
Fırsat bu fırsat dedim..
Bir hafta köşeyi kapatıyorum..
Kepengi indiriyorum..
Haftaya buluşmak dileğiyle..
İyi pazarlar!..
Okuyunca oh be dedim
Bütün kış yazdım.. Dilimde tüy bitti derler ya, aynen öyle oldu..
Ama sesimi duyuramadım..
Bakanlık dikkate almadı..
Kışın yaz saati uygulamak öğrencileri vurdu diye yazdım..
Çocuklar ilk iki ders, üç ders uyuyor diye yazdım..
Minnacık çocuklar zifiri karanlıkta yollara dökülüyor diye yazdım..
Yazdım da yazdım..
Sonuç; değişmedi..
***
Dün Global Health dergisini karıştırırken Prof. Dr. Murat Aksu ile yapılan röportaja rastladım..
Uyku konusunu anlatırken aynen şöyle demiş..
‘Yapılan akademik çalışmalar güne erken başlamanın akademik başarıyı düşürdüğünü göstermiştir. Minnesota çalışmasında erken saatte okula başlayan lise öğrencilerinin test skorlarının anlamlı derecede daha düşük olduğu bulunmuştur.’
***
Okuyunca oh be dedim..
Bütün kış saat uygulaması yanlış, yanlış, yanlış diye yırtınmam boşuna değilmiş..
Sadece gözleme dayanmıyormuş..
Bilimsel temeli varmış..