Trump uluslararası arenada ‘Ben ne dersem o olur, olmalı’ mantığıyla davranıyor..
Durduk yerde Kudüs krizi çıkardı..
ABD Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıyacağını açıkladı.. Kıyamet koptu..
---
Suriye meselesinde de aynı davranıyor.. Astana sürecinde siyasi çözüm aranırken, ABD, YPG ağırlıklı 30 bin kişilik sınır güvenlik gücü kuracağını açıkladı..
Hem de stratejik ortağım dediği Türkiye’yi karşısına alma pahasına..
Hem de Türkiye ile çatışma ihtimalini göze alarak..
Hem de YPG denen yapının PKK ile iç içe olduğunu bilerek..
---
Bunu neden yapıyor?
’Ben büyük devletim, istediğimi yaparım’ anlayışıyla yapıyor..
Yapabilir mi?
Büyük devlet bu demek mi?
Prof. İlber Ortaylı Kafa dergisinin ocak sayısında bu meseleyi ele almış.. Bakın büyük devleti nasıl izah etmiş.. Birlikte okuyalım..
---
‘Trump, ben büyük devletim, istediğimi yaparım diyor. Biraz tarih bilgisi olsa görürdü ki bu büyük bir yanılgıdır. Düşünün ki Kanuni Sultan Süleyman hiçbir zaman Osmanlı İmparatorluğu’nu yenilmez bir kuvvet olarak görmedi. Yenilmedi ama yenilmez kuvvet olarak da görmedi. İkisi çok farklı şeydir.
Büyük devlet istemediğini yaptırmayabilir ama her istediğini yaptıracak diye bir şey yoktur.’
---
Trump’ın Kudüs kararı tipik örnektir..
BM’deki oylamada ‘büyük devlet’ arkasında eften püften 9 ülke buldu..
128 ülke karşısına dikildi.. Küçük devlet oldu!..
Başdanışmanın atletizm örneği
Cumhurbaşkanı Hukuk Başdanışmanı Mehmet Uçum CNN Türk’te Şirin Payzın’ın sorularını yanıtladı..
Başdanışman siyasetin nasıl olması gerektiğini anlatırken mealen şöyle dedi;
‘Siyaset futbol maçı değildir.. Atletizmdir.. Herkesin kulvarı vardır.. Siyaset yarıştır; çatışma, itişme, kakışma değildir.’
Katılıyorum.. Siyasi yarışın böyle olması gerekir..
Bu tarifi üzerine Payzın, 100 metre, 200 metre koşusunu örnek vermeye kalkınca, Uçum ‘Hayır’ dedi; ‘siyaset maratondur.’
---
Bence bütün mesele burada.. Siyasetin maraton olmasında..
Çünkü maratonda kulvar yok.. Çünkü maratonda yarışmacıların birbirlerine faul yapmaları mümkün.. Çünkü maraton itişmeye/kakışmaya açık.. Çünkü maratonda yarışmacılara dışarıdan müdahale olanaklı..
Uçum’un atletizm benzetmesi güzeldi ama maraton demesi işi bozdu..
Aylardır birbirimize ‘günaydın’ diyemiyoruz
Niye diyeceksiniz?
Çünkü insanlar birbirini görmeye başladığında, insanlar işbaşı yaptığında, çalışma hayatı başladığında, okullarda ders zili çaldığında gün ağarmıyor ki ‘günaydın’ diyebilelim..
Yataktan zifiri karanlıkta kalkıyoruz, zifiri karanlıkta işbaşı yapıyoruz..
Hava sekizi yirmi gece aydınlanıyor..
Nasıl günaydın diyelim..
İyi geceler dememiz lazım..
Çünkü hâlâ gece!.
---
Geçen kış da, bu kış da öğrenciler çok çekti.. Zifiri karanlıkta okul yoluna düştüler.. İlk derse karanlıkta başladılar..
Milli Eğitim Bakanı talimat vermişti..
Valiler okul saatlerini güneşin doğuşuna göre ayarlayacaktı.. Çocuklar zifiri karanlıkta yollara düşmeyecekti..
Okullar açılırken bu sözler verildi..
Sonra hepsi unutuldu..