Türkiye’nin son günlerde başını ağrıtan iki mesele var..
Birincisi, Barzani’nin bağımsızlık referandumuna gitmesi..
İkincisi, ABD’yle yaşanan derin kriz.. Vizenin karşılıklı olarak iptali..
İki mesele de dönüp dolaşıp 1 Mart tezkeresinin reddedilmesine bağlanıyor..
Nedir bu 1 Mart? Gelin bakalım..
Barzani’nin referandumuyla başlayalım..
1 Mart müzakerelerini sürdüren emekli büyükelçi Deniz Bölükbaşı diyor ki..
‘Eğer 1 Mart tezkeresi kabul edilmiş olsaydı; PKK ağır bir darbe yiyecekti. Barzani 25 Eylül’de referandum yapma noktasına gelemeyecekti.’
Emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ tam tersi görüşte..
‘Mutabakat, Türk askerine PKK unsurlarına karşı silah kullanma yetkisi vermiyor. 1 Mart tezkeresi geçseydi, Barzani 25 Eylül referandumunu yapamazdı kadar saçma bir iddia olamaz.’
Bölükbaşı gibi düşünüyorum..
Şimdi değil, 2003 yılında onlarca yazı kaleme alarak tezkerenin geçmesi gerektiğini savundum..
Gelelim ABD krizine..
Deniliyor ki, 1 Mart tezkeresinin reddinden sonra iki başkent arasına kara kedi girdi..
Zaman zaman işbirliği yapsalar da..
Zaman zaman dostluk mesajları verseler de o kara kedi aradan hiç çıkmadı..
Soru şu..
Bir ülkenin bir başka ülkeye kendi topraklarını kullandırmama hakkı yok mu?
Washington’un her dediğine Ankara evet demek zorunda mı?
Bu ne alınganlık!. Bu ne tepki!.
Aradan 14 yıl geçmiş.. Hâlâ mı 1 Mart?
Şunu söyleyeyim; 1 Mart sadece 1 Mart’la sınırlı değil.. Washington kandırılmışlık duygusuna şu sebeple kapıldı.. 1 Mart tezkeresi kabul edilseydi..
61.550 ABD askeri Türkiye’ye gelecek.. 23 bin 778’i Kuzey Irak’a geçecekti.. Kalanları destek birlik olarak Türkiye’de kalacaktı..
ABD askerlerinin paldır küldür gelecek hali yoktu..
Hazırlık gerekiyordu..
TBMM, hükümetten gelen tezkereyle 6 Şubat’ta hazırlık yapması için 3497 ABD askerinin Türkiye’ye gelmesini onayladı..
Arazi kiraladılar, bina kiraladılar, ikmal, yakıt noktaları kurmaya başladılar, limanları onarmaya kalktılar, havaalanlarının altyapısını iyileştirmeye soyundular..
Fakat..
Bu izni veren TBMM tam üç hafta sonra ABD birliklerinin gelmesini reddetti..
Yani ABD’nin tüm hazırlıkları..
Tüm planı boşa gitti..
Washington’da derin hayal kırıklığı yarattı.. İlişkiler o gün bugün toparlanamadı..
Vize krizine kadar geldik..
Dönelim PKK ve Barzani meselesine ..
Mutabakata göre Türk askeri 31 bin kişilik kuvvetle sınırı geçecekti..
Soru bir..
PKK Kandil’i mesken edinebilir miydi? Bu kadar rahat silahlanabilir miydi? Ağır silahlara kavuşur muydu? Kendisine hami bulur muydu?
Soru iki..
Barzani devlete giden yolun kilometre taşlarını döşeyebilir miydi? ABD’nin bölgedeki en önemli ortağı olur muydu?
Bugünlere bir günde gelmedik.. Evveliyatı var..