CHP lideri her fırsatta soruyor:
Dün de sordu..
550 milletvekilinin 600’e çıkarılmasının gerekçesi ne?
Başbakan bugüne kadar makul, anlaşılır bir gerekçe gösteremedi.. ‘CHP-DYP koalisyonu döneminde 450 olan milletvekili sayısı 550’ye çıkarılmıştı, 100 milletvekilini siz artırdınız’ suçlamasının ötesinde bir şey demedi..
550’nin neden 600’e çıktığını izah etmiyor..
Geçiştiriliyor..
***
Öyle ya.. Meclis’in iş yükü azalıyor.. Yürütmeyi denetleme yetkisi elinden alınıyor.. Bütçe üzerindeki etkisi.. Sayıştay vasıtasıyla denetleyeceği kurum azalıyor..
İki kamu bankası dışında birkaç kurum (Çay-kur gibi) Varlık Fonu’na aktarıldı..
Bütçe dışına alındı..
Sayıştay’ın, daha doğrusu, Meclis’in denetiminden çıkarıldı..
Amaç 200 milyar dolarlık fon yaratmakmış.. O halde fona devredilen kurum sayısı artacak..
***
Hal buysa neden milletvekili
sayısı artıyor..
Bu konuda bir iddiam var.. Altını özellikle çiziyorum..
Her fırsatta söylüyorum..
Diyorum ki; 50 vekil MHP için..
Ve iddia ediyorum; anayasa değişikliği referandumda kabul edilirse, 2019 seçimlerine AKP-MHP ortak listeyle girecek..
MHP’ye 50 vekillik kontenjan verilecek..
İktidar partisi çıkaracağı vekil sayısını azaltmamak için vekil sayısını artırdı..
Mesele bu!.
***
Başbakan da bu iddiamı üstü kapalı teyit etti..
Dedi ki..
‘Süreç MHP’ye yarayacak. Oylar sağ cenahta konsolide olacak. Başkanlık döneminde bakanlar dışarıdan atanırken, MHP’ye yakın, MHP’li bakanlar atanabilir.’
***
Şimdi denilecek ki; AKP-MHP ortaklığının bu kadar yüksek oy alacağının garantisi var mı?
Yok tabii de bu bir plan.. Bu planın birbiriyle bağlantılı iki temel unsuru var..
BİR: Başbakan’ın dediği gibi, sağ cenahı tek çatıda konsolide etmek..
İKİ: Cumhurbaşkanı’nın 2033 yılına kadar Beştepe’de kalmasını sağlamak..
***
Milletvekili sayısının artışı da bu hesabın temeli.. İktidar MHP’yi de yanına alarak sağ seçmeni tek çatıda konsolide edebilirse cumhurbaşkanı da o kesimden çıkacak demektir..
Sağ seçmenin önüne tek adayla gitmek demektir..
Vekil sayısının 550’dan 600’’e çıkarılmasının söylenmeyen nedeni, gerekçesi bu..
Baykal mağduriyet söyleminin önünü kesti
Adalet Bakanı ile Ekonomi Bakanı’nın Almanya’da düzenleyeceği toplantıya yerel yönetimler tarafından izin verilmedi..
İki bakan da Türklerle bir araya gelecek.. Referandumda evet için oy isteyecekti..
Toplantının Almanya’yla, Almanya’nın düzeniyle, geleceğiyle ilgisi yoktu..
Sudan sebeplerle izin verilmedi..
***
Bütün partiler bu tavrı kınadı..
Kabul edilemez buldu..
Fakat..
Sadece iki bakanın toplantısı yoktu.. Mesela Deniz Baykal’ın da vardı..
O da konuşma yapmak için Almanya’ya davetliydi..
Baykal dün iki bakanın konuşmasına izin verilmediği için Almanya’ya gitmeyeceğini açıkladı..
Yerinde karar verdi.. Bu kararıyla..
İktidar partisinin mağduruz söyleminin önünü kesti..
***
Baykal Almanya’ya gitseydi, konuşma yapsaydı, hayır oyu verin deseydi..
Seyreyleyin gümbürtüyü..
İktidar sözcüleri sabah akşam bu meseleyi işleyecekti..
Almanya da hayır diyor.. Almanya Türkiye bölünsün diye hayırcıları destekliyor kampanyası yapacaktı..
Baykal izin vermedi..
