Pazar günü AK Parti kongresini yaptı ve 1414 delege yeniden Genel Başkanlığa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı seçti.
Ve AK Parti yeni A Takımı’nı da belirledi...
Yani Yeni Türkiye şekillenmeye başlıyor...
Pazar günkü Kızılelma Günleri başlıklı yazımızda Yeni Türkiye’nin gerçekten yeniden şekillenebilmesinin artık tek yolunun da siyaseti yeniden dizayn etmekten geçtiğini belirtmiştik...
Siyasetle bir yere gelenleri bu kutlu yolculuktan uzak tutan ve siyaseti bir yere getirenlerle yola çıkılması gerektiğini yazmıştık...
En önemlisi de dünyevi beklentilerini sıfıra indirgeyenlerle yola devam edilmesinin zorunluluk olduğunu da...
***
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Pazar günkü AK Parti’nin kongresinde yaptığı konuşmada herkesin anlayabileceği şekilde mesajlarını açıkça verdi...
Diyordu ki:
“Bu uzun meşakkatli, sabır gerektiren yolculukta elbette yorulanlar oldu, elbette yolunu kaybedenler oldu, elbette çeşitli sebeplerle geride kalanlar oldu. Ama AK Parti olarak bizim ne menzilimiz değişti ne de milletimizle aramızdaki rabıtamız zayıfladı.”
Evet, bizlerde yakın şahidiyiz bu yolculuğun...
Bir, yolunu kaybedenler oldu.
İki, yolda kendini kaybedenler daha çok oldu...
Üç, yolu pisletenler ve yola ihanet edenler de...
Ve daha önemlisi ülkesini, vatanını, devletini, bayrağını ve milletini kaybedenler de oldu!
Belgesi ise 15 Temmuz akşamıdır...
Ve o akşamın acısı bu milletin yüreğinde ‘bin yıl boyunca sürecek’ ve hiç unutulma-yacaktır...
***
Ve her tür kişisel oyunlardan uzak duran, adil yönetim anlayışı ile Yeni Türkiye sistemi bütün kurumlarıyla yenilenmeli ve duygulardan uzak bir şekilde hayata geçirilmeli...
Ülkeye kötülük eden ve temeline dinamit koyan, fay hatlarını tetiklemeye çalışan organize şebekelerle, terör örgütleri ve uzantılarıyla da kıyamete kadar mücadeleyi bırakmayacak bir kararlılıkla şekillenmeli...
Bunun da sözünü millete veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan net bir şekilde şu sözlerle ifade etti:
“Millete hizmet borcumuzdan başka kimseye eyvallahımız yoktur, olmayacaktır. Yarım milletimizin karşısında boynumuz bükük durmaktansa bugün içerideki ve dışarıdaki alçakların karşısına dimdik dikilir, kaderimizdeki neyse onu yaşarız. Milletime sesleniyorum; bu kardeşiniz Tayyip Erdoğan’ın milletinin hayrına olmayan bir icraatını görürseniz gerekeni yapın.”
***
Ve bu ülkenin siyasetçisine, hâkimine, savcısına, polisine, askerine, bürokrasisine ve millete de çok net bir mesaj veren Cumhurbaşkanı Erdoğan diyordu ki:
”İsterse babamın oğlu olsun, kimin böyle bir yanlışı varsa karşısında yer alırım. Kimseye diyet borcumuz bulunmuyor. Elbette mazlumun hakkını korumak görevimizdir ama bu mazlum kılığına girmiş zalimlerin oyunlarına teslim olacağımız anlamına gelmiyor.”
Artık daha ne söyleyecekti...
Sözün tamamı deliye söylenir...
Bu mesajlara rağmen hâlâ bu ülkede kişisel beklentilerle oyun içinde oyunlara giren varsa bunlar da terörist ve haindir diyebiliriz...
Ve yolunu kaybetmişler diye ilan edebiliriz...