Devlet Denetleme Kurulu Başkanı Yusuf Arıncı diyor ki:
“TSK’yı denetleyebilseydik, FETÖ’yü çözerdik!”
Denetimsiz kurum olunmasına elbette karşıyız ama polise, yargıya, bürokrasiye, mülki idareye, eğitime ve üniversitelere sızan FETÖ kadrosu neden çözülememiş?
Denetimsiz miydi bu kurumlar?
***
“Çinliler medya sektörüne mi giriyor?” diye sormuştuk!
Kimse ses çıkartmadı.
Oysa, Çinliler ülkemizde radyo sektörüne girmiş bile.
Ankara yine kör ve sağır oyunu oynuyormuş meğerse.
***
Telif yasasında büyük bir yanlışlık var diyoruz.
Gazetecilerin ceza davasıyla yargılanmaması gerekir diye bağırıyoruz.
Parayı kazanan kurum ve patronlar ‘sorumlu müdür’ oyunuyla gazetecileri yargı önüne çıkartmaya devam ediyor.
RTÜK ise ayakta uyuyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ise sanki ölüm uykusunda.
Yarısının FETÖ’den içeride olduğu bakanlık kendini toparlamakla meşgul!
Yol kayıtlarına bir daha bakalım isterseniz.
***
Genel müdürlerinin ve üst düzey bürokratlarının FETÖ’cü ve halen cezaevinde olduğu bakanlıkların bakanları neden hesap vermez?
FETÖ hesaplaşmasının bedelini sadece askeri kadrolar mı ödeyecek?
Veya polis, öğretmen ve memurlar mı?
Cırcır böceği gibi yıllarca öten ve televizyonlarda saat başı konuşan bakanlar bedel ödemeyecek mi?
Yol kayıtlarına bir daha bakalım isterseniz...
***
Ankara kim ne derse desin, yine vurdum duymaz bir hale bürünmüş.
Bürokrasi kendini 2019’a endekslemiş.
Cezaevindeki kadrolar bir buçuk yıl daha dayanabilmenin derdinde.
Kendince hesap ediyorlar ve diyorlar ki:
“ABD FETÖ’yü vermediğine ve Batılı ülkeler ise sığınmacıları hâlâ iade etmediğine, eninde sonunda Türkiye Amerika’ya mağlup olacağına göre demek ki biraz daha dayanmak lazım!”
Yol kayıtlarına bir daha bakalım isterseniz...
