Belki, yirmi yıldan beri Fin eğitimiyle ilgili yazıyor ve söylüyoruz...
Ve Amerika’yı her gün yeniden keşfetmeyelim diyoruz.
Bu ülkede eğitim sistemini yazboz tahtasına çeviren anlayışla kaç nesli perişan ettiğimizin farkına ise daha yeni varıyor gibiyiz. Ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan artık Fin eğitim sistemiyle ilgili önemli şeyler söylüyor.
Külliye’de eğitimcileri ağırlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bir katılımcının Finlandiya’daki eğitim modelini örnek göstermesine “Türkiye’de uygulanması imkânsız” diyerek itiraz eden bir başka eğitimciye, “Ne olursa olsun, Finlandiya eğitimde 1. sırada. Bizim oralara gelmemiz lazım” deyişi bize göre önemli bir mesajdı.
Biz bu dağların öteki yüzünü de iyi bilmeliyiz.
Ve daha önce, özetle, bir milletin uyanışının destanını yazan Grigory Petrov’dan bahsetmiştik.
Demiştik ki fakir, zayıf ve baskı altındaki bir ülkenin, milli kültürüne sahip çıkarak ve halkını her aşamada eğitip doğru yönlendirerek, nasıl kısa sürede “Bataklıklar Ülkesi” olmaktan çıkarılıp “Beyaz Zambaklar Ülkesi” haline getirilebileceğini destansı bir dille anlatıyor...
Petrov’un eserini özellikle bugünlerde herkesin okuması gerektiğine de inandığımızı ifade etmiştik.
Tuhaf zamanlardan geçtiğimiz bu günlerde bir milletin uyanışının hikâyesini herkes bilmeli diye de ısrar etmiştik.
Bilgiye ulaşmada dünyada ilk sırada yer alan Finlandiya, Ar-Ge çalışmalarına olağanüstü önem verdiğini ve NOKIA markasının da bunlardan biri olduğunu yazmıştık.
Bu yüzden Finlandiya için ‘inovasyon merkezi’ denildiğini de!
Günlük hayatta kullandığımız önemli buluşların adresi olmaya devam eden Finlandiya’nın Linux işletim sistemini, buz kayağını, Angry Birds’ü, molotofkokteylini, SMS’i, saunayı, nabız ölçeri kazandırdığını sıralamıştık.
Ve Beyaz Zambaklar Ülkesi Finlandiya’da halkın kendine has özgün işlere imza attığını da.
Finlandiya’daki eğitim sistemini, Google’dan aradığınızda, ayrıntılarıyla öğrenebilirsiniz.
Eğitim sisteminde özetle diyebiliriz ki okul yok ve eğitim harcamalarının tümü devlet tarafından destekleniyor.
Finlandiya’da okullar birbirleriyle rekabet etmiyor, aksine, dayanışma içerisinde.
Ve okulların hemen hemen tümünün başarı düzeyi aynı. Bu yüzden okulların bir diğerine göre ayrıcalık savaşlarına ihtiyaç kalmıyor.
Eğitim “herkes için eşit imkânlar sağlamak” demek diyen Finliler, eşitlik kavramına olağanüstü değer veriyor. Tüm çocuklar zekâ ve becerileri ne olursa olsun aynı sınıflarda okuyor.
Fin okullarında spora bol bol yer var ama spor karşılaşmaları yapacak takımlar yok.
Çünkü rekabet, üstünlük kazanmak Fin kültüründe değer verilen bir şey değil.
Kısacası, eğitim stratejilerimizi geliştirirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi, Finlandiya ve İtalyan eğitim ekolü Montessori sistemlerinden de yararlanmak gerektiğine inanıyoruz.
Ve YENİ TÜRKİYE’nin artık yeni arayışlara girmesi gerek...