Trump’ın Kudüs’ü başkent ilan etmesine Türkiye’den başka hiçbir İslam ülkesi karşı duruş göstermedi ve itiraz eden dahi yok gibi.
Mahmud Abbas, Güney Kıbrıs ziyaretinde söylediği sözlerden acaba şimdi utanmış mıdır?
1994 yılında Filistinlilerle müzakere ettiği Oslo Barış Anlaşması nedeniyle Nobel Barış Ödülü almış ve bu ödülü Filistin lideri Yaser Arafat ile daha sonra bir suikast sonucu öldürülen eski İsrail Başbakanı İzak Rabin ile paylaşan Şimon Peres’le 2000 yılında Kudüs’te görüşmüştük...
Baş Başa programımıza katılmıştı ve Peres’e Filistinlilerin İsrail’in “en yakın komşusu” olduğunu söyleyip, “en yakın dostları” da olabileceğini vurgulayarak, “Nobel Barış Ödülü’nü alan bir lider olarak bu kutsal topraklardaki savaşları nasıl izah ediyorsunuz?” diye sorduğumuzda diplomatik bir üslupla meseleyi geçiştirmişti.
***
1947 yılındaki Filistin haritasına baktığınızda bir nokta kadar yer kaplayan İsrail’in işgal ederek bugünlere nasıl geldiğini görebiliriz.
Ve bugün Filistin’in bir nokta kadar yere sıkıştırıldığını da.
BM ise yıllarca bu işgale sessiz kaldı.
Bugünden sonra da Türkiye dışında başka ülkelerin duruş bozukluklarından yapabilecekleri bir şeyin olmadığını anlıyoruz.
***
Suudi Arabistan’ın Müftüsü ve Ulema Heyeti Başkanı Abdülaziz Al-i Şeyh, verdiği fetvada İsrail’le savaşmanın da caiz olmadığını savunması, Trump’ın damattan dolayı Yahudileşen kızı İvanka’nın İş Kadınlar Fonu’na 100 milyon dolar bağışladığını, Birleşik Arap Emirlikleri’nden “ABD ağabeyimiz, İsrail ise kardeşimizdir” açıklamasıyla anlıyoruz ki Kudüs sahipsiz kalmış!
Belki, Putin Doğu Kudüs’ü başkent ilan ederse iki ayrı devlet projesini de hayata geçirmiş olacaklar.
Filistin’in de isteği ve yıllarca süren barış müzakerelerinde de üzerinde anlaşılan tek konu buydu.
***
AB ülkeleri ve Papa’dan ise duruşu bozacak önemli bir açıklama olmayışı da oldukça düşündürücü.
Sevgili Peygamber Efendimizin miraca yükseldiği yerde bugün varılan nokta yerin yedi kat dibine girmek!
İslam ülkelerinin duruş bozukluğuyla yerin dibine geçtiği bu utanç günü Müslümanların tarihine yazılıyor, farkında mıyız?
Çöllerde Ferrari ile safari yapan, uçakları, yatlarıyla keyif çatan ve kaplanlarıyla cesur pozları veren Arap ülkelerinin prensleri de ürkek duruşlarıyla yılın unutulmayanları arasına girdi...
Ve bir yıl daha böylesine bir acıyla içimize gelip oturdu, geçip gitmiyor işte...