Almanya’nın Frankfurt kentindeyiz...
Bir yıl daha geçip gidiyordu.
Fark ediyoruz ki herkes günlük hayatın telaşında yaşıyor ve geçmişin ise muhasebe fukarası.
Kolayca unutulan savaşlardan gelip geçiyoruz.
Ve olağanüstü kirli bilgi süreçlerinden.
Bir yıl boyunca neyin ne olduğunu kime sorsak bir şey bilmiyor ve hatırlamıyor bile.
Akıllarda sadece olayların başlıkları kalmış.
Derin bir analiz kimsede kalmamış.
***
Birileri 3.5 milyon Suriyeli muhaciri sahipleniyor.
Dernekleşiyor, yardım topluyor, çocukları okutturuyor, giydiriyor, vs.
Lakin birileri de tüm bu yapılanların altından başka şeyler, daha doğrusu travmatik düşünceler üretiyor.
3.5 milyon Suriyelinin bu ülke için gelecekte büyük bir tehdit olduğunu iddia eden kâbus yazılarını sosyal medya mecralarını kullanarak piyasaya sürüyor.
Ve bu tehdit stratejisinin arkasında da Soros’un ve istihbarat örgütlerinin gizli varlığının olduğu iddia ediliyor.
Ayrıca, gelecek yıllarda milyonlara varacak olan Suriyeli, Afganlı, Kafkasyalı, Iraklı muhacirlerin bu ülke için büyük bir tehlike olabileceğine, siyasi parti kurabileceklerine, isyan edebileceklerine, terör örgütü kurabileceklerine dikkat çekiyorlar.
***
İşte, böylesine travmatik kirli bilgi ortamından etkilenenleri sakinleştirmek için “Devlet var” dedikçe gülüyorlar bize.
“Darbeden ne kadar haberdar bir devlet vardı ise bu tehlikeden de o kadar haberdardır” şeklinde cevaplar alıyoruz.
PKK terör eylemlerinin başladığında da merhum Özal’ın “Üç beş çapulcu işi” dediğini bize hatırlatıyorlar ve bugün PKK’nın nasıl siyasallaştığına kadar geldiği yeri gördüklerini ilave ediyorlar.