Ve G. Afrika...
Geçen hafta G. Afrika ve Zambiya ülkelerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte yaptığımız seyahatte gördüklerimizin karşısında sadece diyebiliyoruz ki ülkemizin değerini bilelim.
Ve altından daha kıymetli olan birliğimizin...
***
Dünyadaki altın ve elmasın belki de ilk adresi Johannesburg...
Ümit Burnu’nun keşfiyle başlayan sömürgeci devletlerin seferberlikleri sonrası biraz Amerika, biraz Hollanda ve biraz da İngiltere’ye benzeyen şehrin cadde ve sokaklarında hâlâ tedirgin dolaşıyor oluşumuzun hikâyesi ise yer altındaki altın ve elmas madenleri kadar derinlerde gizli kalan bir konu...
Şehirde güvensiz alanlar oldukça fazla.
Yani, güvenlik altın ve ticaret şehrinin hâlâ önemli bir sorunu...
Modern çağın ortasında siyah ve beyazların savaşı Afrika’da bitmiş değil.
Siyahlar fukaralıklarına isyan ediyor ve buna neden olarak ise beyazları gösteriyor.
Ve bu yüzden beyazlarla savaşını da bitirmeye hiç niyetli değil gibi.
***
Ve Johannesburg; iki yakasından kan damlayan bir şehir...
Hikâyesi ise yüz yıllar öncesinden başlıyor.
Keşfedildiği günden beri savaşlarını sona erdirememiş.
Toprakların altında paha biçilemeyen altın madenleri...
Ve üstünde ise kanla sulanan uçsuz bucaksız arazi...
İşsizlik siyahların en büyük sorunu.
Kendi topraklarında beyazlara hâlâ modern kölelik yapmayı kabulle-nemiyorlar.
***
Johannesburg; içinden nehir ve deniz geçmese de geçmişiyle yüzleşmekten hâlâ kendini kurtaramayan bir şehir.
Ve hâlâ siyah ve beyazlar arasında bitmeyen bir savaş...
Kentin farklı yerlerindeki varoşlarda var olmaya çalışan siyahiler...
Tenekelerden yaptıkları baraka mahallelerde yaşayan yüz binlerden ibaret siyah renkli insanların asırlık dramının derinliklerine indiğimizde kimlerin haklı oluşu günümüzdeki gerçeği değiştirmeye tek başına yetmiyor.
Bir arada yaşamayı sanatlaştırmaktan çok uzak bir yerlerde gezindiklerine şahit oldukça, üzülmekten başka bir şey yapamıyor olmanın çaresizliğiyle geri dönüyoruz...
***
Mandela’nın ırkının haksızlıklarına karşı gösterdiği büyük direnç ve 27 yıllık hapis hayatı sonrası yönetim anlayışı biraz değişse de paranın paylaşımı hiç değişmemiş.
Çünkü para ve ticaret beyazların kontrolünde.
Türkiye’ye büyük görev düşüyor bu anlamda.
Yüz yıllarca uzak kaldığı Afrika kıtasına daha çok önem vermesi gerektiğini düşünüyoruz.
Ve bunu da sağlık, kültürel, eğitim dokunuşlarıyla yapabilir.
Yoksulluklar sürekli ayrılıkları besliyor bu topraklarda.
Bu yüzden sudan bahanelerle fırtınalar kopartılıyor.
