“Bir savaşın intika-mını yine bir savaşla alabilirsiniz” anlayışı kaç bin yıllık dünya geleneğidir ya da kaç milyon yıldan beri savaşıyoruz bilemiyoruz..
Yani, savaşların tarihini hiç kimse ne okuyarak ne de yazarak bitirmesi mümkün değil...
****
Anlamsızlığını tarif edenler kadar anlam yükleyerek kutsallaştıranların sayıları da milyarlarca insanı buluyor...
Aslında hiçbir savaşın birinci nedenini bilmiyoruz...
Yığınla gerekçeler biliyoruz.
Gerçek ise sır odalarında...
Yani iki metrekarelik mezarlarda küle ve kemiğe dönüşmüş.
Lakin her şeyin doğrusu o hesap gününde.
O günde herkes kendi derdine düşecek ve kendi yaptıklarının hesabını verecek...
***
Dünya daha büyük savaşların eşiğinde gün sayıyor.
Milyonlarca insan yoksulluk sınırında geziniyor.
Aç ve çıplak dolaşan çocuklar, anneler ve babalar yıkık kentlerin harabeleri arasında ayakta durmaya çalışıyor.
Yaşamaya çalışıyor yani...
Güçlü olmayan devletlerin milletleri perişan bir halde.
***
Gün ekmek peşine düşme vakti değil.
Ve kavga etme günü hiç değil.
Devlet güçlü ise milletler huzur içinde yaşayabilir.
Yoksa kişilerin kazanımlarının bir anlamı yok.
Sandığa giderken kişiler üzerinden değil güçlü devletin geleceğini inşa etme gerçeğini düşünerek oy kullanmalı...
Ve bir arada yaşama gerçeğini bozacak ya da kaybedecek düşüncesinden uzak durarak tercih yapmalıyız...