Dünyanın her yerinde biriktirilen, kazanılan paraların bütün yolları Manhattan’a çıkıyormuş diye biliyoruz.
“Yeni Roma’nın Sezar’ları, dünyanın finans merkezi Wall Street’ten dünya ekonomisine yön verirler” diyenler gökdelen ormanı denilen Manhattan Adası’nın beyaz Amerikalılara yıkılmazlık duygusu verdiğini söylemekteler...
Ve her gökdelenin, göklere isyan edercesine yükselen çağdaş bir “Babil Kulesi” olduğunu vurgularlar...
***
Hollandalı Peter Minuit’in Manhattan Adası’nı Kızılderililerden 24 dolara satın aldığını ve binaların Kızılderililerin topraklarına, beyazların sömürge kaynaklı paralarıyla, siyahlar tarafından inşa edildiğini de bilmeyen kalmadı...
Buna rağmen kimse gerçeklerle yüzleşme yoluna gitmiyor...
Daha maddi yüzleşmesini yapmayanlar, bizlerden tarihle yüzleşme yapmamızı istiyor...
Yüzleşme vadisine sıkıştırılıp oyalanmaktayız.
Ama bu vadide sadece kurtlar değil, tilkiler, çakallar, sırtlanlar daha çok dolaşıyor...
Yüzleşmek kin ve nefret doğururmuş, bu gerçeği bilmeyen kaldı mı?
***
Bilgisayar, cep telefonları ve internet sayesinde dünya köye dönüşüverdi ve adeta herkes bir medya mensubu oluverdi...
Teknoloji gelişti, geliştikçe felaketi de yanında taşıdı...
Dünyanın hemen her yerindeki gerçeklerle yüzleşiyoruz da ne değişiyor ki...
Ve şimdi dünya bu çılgınlığa son verecek çareler arıyor...
New York Times yazarlarından Lyndsey Lewis diyor ki:
“Görsel içerikler yaygınlaştıkça onları dijital cihazlarla tüketmek de kolaylaşıyor.
Tablet bilgisayar ve akıllı telefonlar yardımıyla kullanıcılar sokaktayken bile artık pornografi izleyebiliyor, üstelik bazen yanlarındaki insanları rahatsız etmek pahasına...”
***
Lewis yazısında, özetle, şunu söylüyor:
“Bir zamanlar başlıca ifade biçimini Playboy’da bulan cinsel malzemeler dünyada artık saklı olmaktan çıkıyor ve çevrimiçi pornonun yaygınlaşması aileleri kaygılandırıyor.
Massachusetts’li bir anne olan Patti Thomson o yüzden, küçük gözlerin maruz kalabileceği mahrem imgelerin çokluğundan bazen dehşete düştüğünü söylüyor.”
Bizde durum farklı mı sanki...
Gazete, televizyon, sinema, tiyatro, müzik, moda ve hatta edebiyatımız dahi pornografiye yenik düşmüş...
***
Ve her geçen gün felaket boyutuna giden ve milyonlarca insanın kayboluş masallarıyla yüzleşmek lazım.
Geçmişte kalmış sayfalarla değil.
Çünkü bizler yarınları kurtaracak çocukların her akşam gözlerinin içine bakarak yüzleşiyoruz...