Toplum bilimciler “Dünyada statülerin eşitlendiği bir çağ olmayacaktır!” diyor...
Yani eşitlik büyük bir yalan ve masaldan ibaret.
Kentler kalabalıklaştıkça tüm değerler erozyona uğruyor. Dalgaları çekiçle düzeltmeye çalışanlar geriye dönüşün çok zor olduğunu da artık fark ediyor...
Yaşanmaz hale geliyor şehirler...
Kentleri yönetenlerin hoyratlığı gökdelenlerin tepesine kadar çıktı...
Hayatı otelleştirdik...
İş ile ev arasında geçen bir hayatın içerisinde büyük boşluklar var.
Robotlaştırılan insanların özel hayatı yok gibi...
Rutin bir yaşam insanları bıkıp usandırmış...
*
S. Arabistan’ın başkenti Riyad’daki Ritz Carlton Oteli dünyanın en lüks cezaevine dönüştürülmüş...
Kral Selman’ın bu uygulamaları adalet dışı müdahale olduğundan tasvip etmiyoruz elbette...
Lakin, vardığımız bu sonuçtan çıkarılacak çok da ders var...
Bu servetin bir kısmı halkın refahı ve günlük hayatı kolaylaştırmak için harcanmış olsaydı böylesine bir tabloyla karşı karşıya kalma-yacaklardı...
*
Saddam ve Kaddafi’nin de milyarlarca doları vardı...
Ve bu kadar servete rağmen yıkılıp gittiler...
Ne içindi bu kadar para?
İktidarda kalabilmek uğrunaydı.
Hem iktidarı hem de paraları gitti...
Ülkelerini yangın yerine çevirenlerin ruhları İslam medeniyetinden beslenmiş olsaydı bu rezalet ve bu rezil sonuçları yaşamazlardı...
Üç günlük dünya için ruhlarını zevklerinin nirvanasına çevirenlerin tek derdi iktidar olabilmek veya kalabilmek... Sonuçta, İslam toplumlarında ve ülkelerinde büyük inanç krizleri yaşanıyor...
Keşke, adaletin nirvanası ülkeler ve toplumla olabilseydik...
Milyarlarca dolara hükmedenlerin lüks otelin içinde yerlerde battaniyelere sarılarak selfie çektirmeleri ise komedinin vardığı son nokta...