Mehmet Soysal

Mehmet Soysal

mehmet.soysal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Referandum sonuçlarına itiraz süreçleri demokratik bir haktır ve bir taleptir. Lakin, itirazlara verilen ret cevaplarına rağmen hâlâ sonuçlara şüphe rüzgârı estirmeye çalışmak artık demokrasinin ötesinde bir şey.
Ayrıca Amerika’da her geçen gün saygınlığını gittikçe yitiren medyanın olağanüstü bir çaba sarf etmesi ise başka bir garabet.
Türkiye’deki referandum seçimleriyle ilgili ipe sapa gelmez iddiaları sayfalarına taşıyan New York Times’ın, CNN ve BBC’nin yayıncılık anlayışsızlığını ve sorumsuzluğunu kimsenin tartışmaya açmaması ise daha büyük bir gaflet.
Demokrasiyi sevdiğini iddia eden bu global medya 15 Temmuz darbesinin kadrolarını ülkelerinde sakladıkları gerçeğini görmezden geliyor.
Darbecileri besleyen, büyüten ülkelere tek kelime etmemeleri bizlere gerçek yüzlerini gösteriyor...
*
Dışarıdaki garabet böyle...
İçeridekilerin de dışarıdakilerden bir farkı yok.
Gürültü korosu,”MHP ile ittifaka rağmen Kürtlerin desteği yüzde 10 oranında arttı” şarkısını sürekli söylemeye başladı.
Referandum seçim sonuçlarını ırkların, mezheplerin, tarikatların ve marjinal grupların yüzdesine göre dağıtmak ırkçı ve fanatik bir yaklaşımdır.
Irk ayrımcılığını körükleyenler yeni bir oyun peşinde...
Güya AK Parti “Bu durumda Kürt politikamız ne olacak? Bu mesajı dikkate alıp, sosyal ve sivil çözümü mü gündemimize alacağız yoksa mevcut uygulamaları güçlendirerek sürdürecek miyiz?” sorusunu gündeme getirmiş. Ülke bu şekildeki yaklaşımlarla yeni stratejilere gebe bırakılırsa, bu yeniden PKK’nın masaya oturması demektir.
Ve yine iddiaya göre, böylesi bir yaklaşıma İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “Mevcut uygulamalar sayesinde bu artışı sağladık. Bunu sağlamlaştırarak sürdürmemiz lazım” demiş.
Evet, bu strateji sonucu bölgeye huzur gelmiş, halk PKK’ya karşı kendini daha güvenli hissetmiş ve devletinin yanında yer almıştır.
Bakan Soylu bize göre en doğru tespiti yapmıştır...
*
“Bu durum Kürt sorununa yaklaşımın böyle devam edeceği anlamına mı geliyor yoksa yeni açılımlar söz konusu olacak mı?” diyerek yine garabet bir açılım sürecine AK Parti’yi zorlayanlar başka bir oyun peşine düştü.
Sorunları, oyları ısrarla ırklara ve mezheplere göre bölerek gündem maddesi yapmaya çalışanlara karşı dikkatli olunmalı uyarısında bulunuyor ve haykırarak diyoruz ki:
Bölücüsünüz!
Referandum akşamı televizyon ekranlarında “Evet, şimdi Kürt illerine bakıyoruz” diyerek Güneydoğu Bölgemizdeki sonuçları analiz edenler de bölücüdür...
AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan düşmanlığının bazılarının gözünü döndürmüş olduğunu biliyoruz ama bu ülkeyi Irak, Suriye’ye çevirmek isteyenlere de diyoruz ki:
Bölemeyeceksiniz!
İnadına bir arada yaşamayı sanatlaştıran stratejilerin hayata geçirileceğine inanıyoruz.