Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed, Iraklı bir Twitter kullanıcısının paylaşımını kendi Twitter sayfasında paylaşmış...
Geçmişi olmayan ve ihanetle dolu olan bu kafalar demiş ki:
“1916 yılında Türk Fahreddin Paşa’nın Medinetü’l Münevvere halkının hakkına girdiğini ve onların mallarını çaldığını, onları kaçırdığını, Şam’dan İstanbul’a ‘seferberlik’ ilan ederek, Medine’deki el yazması eserleri çaldığını biliyor muydunuz? İşte Erdoğan’ın dedelerinin Müslüman Araplarla ilişkisi buydu.”
Gazeteci Murat Bardakçı ise bize göre üzeri sürekli örtülmeye çalışılan tarihi bir gerçeği dile getirerek şunları yazmış:
“19. asrın ilk senelerinden itibaren Türk idaresine başkaldıran Vehhabilerin hiç değişmeyen bir âdetleri vardı: Ele geçirdikleri şehirlerdeki tarihî yapıları, türbelere varıncaya kadar yıkıp bu mekânlardaki objeleri paramparça etmek!”
*
Yüzbaşı rütbesiyle Arabistan’a giden Lawrence, Ortadoğu’nun işgalinde Arapları kışkırtarak Osmanlı’ya büyük ihanet ettirmiş bir casustur.
Osmanlı’yı tasfiye etmek isteyen ve hâkimi olduğu her bölgede isyanların fitilini ateşleyen İngilizler o yıllarda dünyanın hemen her yerinde varlığını göstermişler.
Hindistan, Pakistan, Afganistan, Avusturalya, Afrika, Mısır, Filistin ve hatta Çin ülkeleri de İngiliz oyunlarından nasibini almış...
Kapısını açmadıkları ve çalmadıkları ülke kalmamış!
Girdiği her kapıyı açan İngiliz anahtarı gibi.
Ve biz bu oyunlara her defasında düşmüşüz.
*
Peki, Fahreddin Paşa kim?
Uzun yazmaya gerek yok...
Medine’yi 2 yıl 7 ay savunmuş ve sonunda kaybetmişiz.
İngilizlerle anlaşan Mekke Şerifi Hüseyin Osmanlı’ya isyan ve ihanet etmiş.
Şerif Hüseyin ve dört oğlu, 3 Haziran 1916’da Medine çevresindeki demiryolunu ve telgraf hatlarını tahrip ederek isyanı başlatmış.
5-6 Haziran gecesi Medine karakollarına saldırdılarsa da Fahreddin Paşa’nın aldığı tedbirler sayesinde başarısız olarak geri çekilmişler.
İngilizler Fahreddin Paşa’yı tutuklamış ve Malta’ya sürgüne göndermiş.
Medine’deki 400 yıl süren Türk hâkimiyeti sona ermiş.
8 Nisan 1921’de Malta’da kurtulan Fahreddin Paşa Milli Mücadele’ye katılmak üzere Ankara’ya gelmiş ve 9 Kasım 1921’de TBMM tarafından Kabil Büyükelçiliği’ne tayin edilmiş.
Fahreddin Paşa, 1936’da Tümgeneral rütbesi ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nden emekliye ayrılmış, 1948’de vefat etmiştir.
FETÖ’nün hain generalleri, subayları, polisleri, hâkim ve savcıları ve gazetecileri, yazarları ve tüm hainleri Fahreddin Paşa’nın ibret dolu, vatana dair sevdasının hikâyesini okumalı.
*
Kısacası, bin yıllık tarihimiz isyan, ihanet, çete, şebeke, satılmışların gizli oyunlarıyla dolu.
İhanetten geriye kalanları saymaya başlarsak bir ömür yetmez ama Osmanlı’ya hâlâ saldıran entarili çöl bedevileri İngilizlere ve Batılılara uşaklığının karşılığını bu yalan dünyada devlet ve uyduruk mezhepler kurarak almış olabilirler, lakin öteki âlemde ateşle karşılığını alacaklarına inanıyoruz.
“Dışarda yalnız, yalnız üşüyorum” şarkısındaki vaziyetler yaşanıyor etrafımızda soğuk kış günlerinde...
Sarı ışıklı sokağın altındaki istasyonda gelip geçen trenlerin ardından hasret düğümlenir boğazda...
Bizi ihanetleriyle yalnız bırakarak üşümeye terk edenlerin topraklarında ateşin hiç sönmeyişi, savaşların hiç bitmeyişinin tek nedeni ihanetleridir!
İhanetten geriye kalanlardır...