Suriye’de devler macera peşine düşmüş.
Uzaklardan gelen bu küresel güçler sınırlarımızın biraz ötesinde güç gösterisinde bulunuyor.
İnsanların bu kadar önemsizleştirildiği başka bir çağın olduğunu sanmıyoruz.
Bu çağın adını koymak ve tarifini yapmak o kadar zor ki!
Güç ve para oyunları milyonlarca insanı toprağından, evinden ve canından ediyor ama Türkiye dışında kimsenin umurunda bile değil.
Ve nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya lideri Putin ile görüşmesinde hassasiyetleri tüm yönleriyle anlatmış, ikna etmiş ki İdlib konusu güzel bir sonuca doğru gidiyor...
***
Hatay’da 500 bin Suriyeli yaşıyor.
Ş.Urfa, Gaziantep, İstanbul ve ülkenin bir çok yerinde yaşayan, yaşamaya çalışan Suriyeli toplamı belki de 3.5 milyon kişi.
Ve İdlib’teki olası bir savaşın başlamasıyla belki de yine binlerce Suriyeli sınırlarımıza gelecek, haliyle Türkiye bu kalabalıklara ölümü tercih edin demeyecek...
Böylesine bir insanlık trajedisine dünya sessiz kalmış.
Güç kural koyuyor ve bu güçleri zorlayacak hiç kimse bu pis oyunu bozamıyor.
***
“Ruslar İdlib’i haritalandırma ile çözmek istiyor” diyen üst düzey güvenlik birimlerinin başındaki dostumuz bölgedeki gelişmeyi şöyle özetliyor;
- Biz ise harita üzerinden değil, tehditin elimine edilmesiyle yapılsın istiyoruz.
Herkes saldırılar konusunda birbirini suçluyor. Biz ise İdlip diğer yerlere benzemez daha sıkıntılı olur diyoruz. Şimdi; Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve İdlip bölgesinde muhalifler var.
Girişimlerimizle Ulusal Kurtuluş Cephesi adı altında birleştiler. Global anlamda rakam 100 bin civarında. Bunların 60 bini daimi silahlı. Yanı Ulusal Kurtuluş Cephesinin rakamlar konusundaki iddiası bu. Sivil sayısı 3.5 milyon. İdlip dediğimiz yer 6 milyon metre kare.
Olası bir durumda BM’nin göç tahminine katılıyoruz. Ateş altında olan yerlerden gelenler olacaktır. Bir de muhalifler önden ailelerini göndereceklerdir.
***
“Suriye rejiminin gözünde bir numaralı tehdit hep muhalifler oldu” diyen dostumuz devam ediyor;
- Oysa, muhalifler artık iktidarı değil, yaşamayı istiyorlar. Biz de tehditin bu olmadığını, sorunun Fırat’ın Doğusu olduğunu, ABD’nin varlığına dikkat çekerek söylüyoruz. Ve PYD’ye yoğunlaşın diyoruz.
İdlib’in domino etkisi olur mu? Türkiye’yi alandan çıkarma amaçları olur mu? Sorularımıza ise dostumuz şu cevabı veriyordu;
- Onu isterler. İşiniz bitti, gidin demek isterler. Biz işgalci değiliz. Tehdit var...
Aslında PKK’nın amacı yine Afrin’e dönebilmek. Rejime yalakalık yapıyorlar. Bunu Rusya’ya anlatıyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yine Rusya lideri Putin’e PKK konusundaki hassasiyeti de Soçi’de çok net vurguladığını anlıyoruz.
***
Dostumuzun söylediklerinden bir kez daha anlıyoruz ki, küresel güçlerin satranç oyunu gittikçe kördüğümleşiyor...
Ve hiç kimse hangi taşı neden yerinden oynattığını, neden fırlattığını bilmiyor.
Türkiye dışında, Rusya, ABD ve Batılı ülkelerin körleşen küresel aktörlerine bir şey diyemiyor ama yine de sanki bu sorunu Türkiye başlatmış gibi konuşuyor, yazıyor ve söylüyor olması üzücü.