Anadolu’da “Nerde dıngıltı, orda buluntu” diye bir söz var...
Nerede bir olay varsa orada havadis toplayan kişiler için söylenir...
Ve ne gariptir ki bu kişilerin sanki hepsi medyada toplanmış...
Dedikodu, yalan, iftira... Operasyonel, kalemine de, çenesine de sahip olamayan şöhret budalalarının adresi haline geldi medya...
Plazalara taşındı, imkânları değişti ama huy değişmedi...
“Bir lokma ve bir hırka” dönemlerinde yani Osmanlı devrinde de böyle imiş... Sabahtan akşama kadar Batılı servislerin ve lobilerin uşaklığını yaparak padişahlara saldırmış...
Lakin İstanbul’u üç yıl işgal eden İngilizler için bir tek satır yazı yazamamış...
İşgal dönemindeki medyamızın halinden bahseden kimse yok ne hikmetse...
***
Çay ve simit günlerini de unutan medya 1923 yılından beri de siyaseti dizayn etme hastalığına bulaştı...
Ve o günlerden bugünlere medyamızın hali, duruşu, yaşadıkları da bize göre önemli bir araştırma konusu...
Ne acıdır ki kendi kirli çamaşırlarından daima uzak duran medya, o günden beri doldur boşalt kuyuları gibi çalışıyor...
İktidar savaşlarını körükleyen, halktan gibi gözüküp halkı cinnet noktasına getiren, darbelere zemin hazırlayan, darbelerin senaryolarını yazıp çizen, kripto elamanlar gibi her yere sızanların hallerini ve gerçek yüzlerini gördük.
Ve medyaya güven artık sözün bittiği yerde...
***
Bizim gibi bu durumdan muzdarip olanların sayısı da artıyor. Bunlardan biri de AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal olmuş...
Ünal demiş ki:
“Ana haber programlarını 30 dakika izleyin, zannedersiniz ki bu millet, hırsızlıktan, tacizden, bu millet çocuk istismarından, çirkin işlerden başka sanki hiçbir şey yapmıyor!”
“Birilerinin milletin itibarına saldırdığına” dikkat çeken Ünal şunları dile getirmiş:”Kendinizden ve milletinizden nefret eder hale gelirsiniz. Peki, niye yapıyorlar bunu? Uyuyan dev uyandı, şimdi onun özgüvenine saldırıyorlar. Onun erdemlerine, onun ferasetine, onun cesaretine saldırıyorlar. Biz bunun farkındayız. Bunun farkında olacağız. Sakın ola ki bu kahraman milletle ilgili asla bir şek ve şüphe oluşmasına müsaade etmeyin!”
***
Evet, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal söylediklerinde çok haklı...
Lakin biz de diyoruz ki TBMM’de yasaları çıkartmak da sizlerin iradesinde...
Millet bu görevi sizlere vermiştir...
RTÜK ve Basın Kanunu’nda idealize gazete, televizyon, radyo, internet, sosyal medya her türlü basın yayın organlarının yayıncılık faaliyetlerinin hukuki çerçevesi net çizilmeli...
İdeallerle yola çıkılan her medyanın vardığı son nokta, reyting, tiraj, tıklanma ve reklam kaygıları sektörü iddialarla, iftiralarla, yalanlarla dolu bir denizin kenarına getirmiş durumda...
Ve bu denizin de kendi sektörünü boğduğu gibi, günü geldiğinde milleti, devleti, bayrağı nasıl boğmaya çalıştığını da gördük...
“Havuç ve sopa” gerçeği ortadan kaldırılmadığı ve her önüne gelen medya sektörüne girdiği müddetçe biz daha bu konuları çok seyrederiz, konuşuruz ve yazarız..