Ankara’dayız...
Hemen her köşe başında Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak konuşuluyor...
Ve hemen herkes bize McKinsey’i soruyor.
McKinsey sonuçta uluslararası bir danışmanlık şirketidir... İngiltere dahi AB’den çıkış yani Brexit sürecinde McKinsey’in kapısını çalıp anlaştı...
Şirket, yeni gümrük ortaklıkları modelinin ticari fizibilitesi konusunda danışmanlık hizmeti verdi...
İngiliz yapınca devlet bilimsel çalışıyor denilirken, Türkiye yapınca bunu ihanet diye adlandırmak ihanetin asıl ta kendisidir.
Çifte standardın zirvelerinde geziniyoruz hâlâ...
***
Danışmanlık şirketi olan McKinsey, dağınık duran tüm küçük resimleri bir araya getirerek büyük resmi önünüze koyar...
Çözüm önerileriyle birlikte bir rapor hazırlar ve icranın başındaki iradeye verir...
İster uygularsınız, ister uygulamazsınız...
Günümüzde tıp sektöründen örnek verecek olursak, doktorlar dahi hastalarının emar ya da tomografi filmlerini görmeden hastalığı teşhis edemiyor ve haliyle doğru tedavi yapamıyor...
***
Ankara’nın ve medyanın ya da sosyal medyanın hemen yer yerinde Mckinsey’in konuşulmasının tek gizli amacı, Bakan Berat Albayrak’ı yıpratmaktır.
Ve daha doğrusu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile karşı karşıya getirmektir...
Sürekli vesvese veren şeytan kafasıyla her olaya bakan kronik muhalif koro fısıltı gazetesiyle ülkeyi bir anda yangın yerine dönüştürmeyi çok iyi biliyor...
Siyasi muhalefet kendince bir fay hattı döşüyor ve altına dinamitleri koyarak tüm fitilleri ateşliyor...
***
McKinsey’in ülkemizdeki kaç bin büyük şirketin değişimini ve dönüşümünü yaptığını çok iyi biliyoruz.
Dev şirketler dünyaya yön veren şirketlerle entegre olabilmek için McKinsey ile anlaşma yapıyor ve oldukça da güzel sonuçlar alıyor...
Patronlar neden susuyor hâlâ anlamış değiliz...
Aksi halde, kurumları ve şirketleri dönüştüremiyorsunuz ve “muasır medeniyet seviyesine” çıkaramıyorsunuz...
Çünkü bürokrasi olağanüstü direnç sergiliyor...
Kimse alışkanlıklarını ve koltuklarını kaybetmek istemiyor...
***
Enerji Bakanlığı’nı bize göre oldukça başarılı bir şekilde yürüten Berat Albayrak, Rusya’nın düşürülen uçağıyla ilgili krizde de yıpratılmaya çalışıldı...
Hemen her gün, “Bu kış oldukça soğuk geçecek ve donacağız” diyen büyük bir kriz korosu vardı ve hepsi birden felaket şarkılarını çalıp söylüyordu...
Ne oldu?
İddia ettikleri gibi ne petrol, ne enerji, ne de doğal gaz krizi yaşandı.
Bakan Albayrak acil eylem planını devreye soktu ve farklı enerji kaynaklarına sahip ülkeleri gezerek yeni tedarik planını hazırladı...
Ve sonuçta kriz yaşanmadı...
Peki, kriz tellalları hiç utandı mı?
Asla...
***
Şeytan taşlar gibi sürekli kriz önleyen, boyun eğmeyen, dinamik ve farklı işler yapanları taşlıyoruz...
Yazıktır...
Ayıptır...
Günahtır...
Farkındalık, ezber bozmak statükocu kafalarla olmaz...
Bakan Albayrak’ın damat olması birilerinin fitne kazanları haline gelmiş...
Döverek, taşlayarak, kurşunlayarak, linç ederek, devleti yöneten adam bulmakta bir gün çok zorlanacağız...