Dünya büyük bir savaşın eşiğinde bekliyor gibi.
Trump, S. Arabistan gezisinde diğer Arap ülkelerinin liderlerini de toplayarak 385 milyar dolarlık silah ve başka şeyleri bir iş adamı gibi sattı ve eve dönüş yolunda ise ağzındaki baklayı çıkardı.
“Sünni bir NATO kurulabilir” diyen Trump, savaşın ilk işaret fişeğini çekti...
Ve Katar’a yaptırımlar başladı bile.
Satranç tahtasına dönüştürülen Ortadoğu’da oyun hızlandı.
Yeni bir dünya kurulmaya çalışılıyor...
Ve derin boşluklar dolduruluyor...
Artık yeni arayışlar ve ittifaklar bölgeyi şekillendirecek gibi.
***
Ve sınırlarımıza kadar dayanan Amerika ve küresel güçlerin orduları ile bölgedeki terör örgütlerinin işbirliği, yani asgari müşterek noktasında buluşması normal bir gelişmenin ötesinde bir mesaj veriyor.
Kontrolsüz terör örgütlerine silah dağıtılması öyle hafife alınacak bir gelişme değil.
MGK bildirisinin ardından ABD’nin, YPG’ye dağıttığı silahların listesinin Ankara’ya verileceği yönündeki açıklaması ise bize göre Türkiye’yi uyutmaya yöneliktir.
Uzmanlar, “Amerikan yönetimi bu taktiği uzun süredir kullanıyor; PYD’yi Münbiç’e çıkmamak üzere yerleştirenin, Türkiye’ye verilen sözleri tutmayanın ABD yönetimi olduğu unutulmamalı” diyerek şunları belirtiyor:
Pentagon’un perde gerisinden Türkiye’yi terör sopasıyla hizaya getirmeye çalıştığı da sır değil. Türkiye’de yaşanan terör hadiselerinin arkasında Pentagon bağlantılı istihbarat servisleri var. Bu kirli ilişkiler tüm çıplaklığıyla ayyuka çıkmıştır.
***
“ABD’nin verdiği/vereceği hiçbir söze itibar edilmemelidir” diyen stratejistler, ABD’nin bölge stratejisinin Türkiye’nin milli güvenliğini tehdit eder nitelikte olduğunu bugüne kadar da Washington’ın bu stratejiden vazgeçeceğini gösteren hiçbir emarenin olmadığını belirterek şu tehlikeye dikkat çekiyor:
ABD yanı başımızda bir terör ordusu kuruyor ve ardından da bu orduyu bir terör devletine dönüştürecek. Bu süreci engellemek hâlâ Türkiye’nin elinde. Ama doğru, yerinde, cesur adımlar atması şartıyla.