Bir yıl geçip gitti işte...İçimizde ve dışımızda o kadar olağanüstü, akıl dışı şeyler yaşandı ki akıl ne yana düşüyor çoğu kez anlayamadık bile.
Akıl tutulması yaşanıyor dünyanın hemen yerinde.
Ya güce tapanlar ya da bir gücün boyunduruğu altında ezilip gidenlerin kalabalıkları artık gündelik yaşıyor.
Bu yüzden yaşanan her şey unutuluveriyor.
Ve bu yüzden yüreğiyle yaşayanlar için bazı şeyler hiç geçmiyor.
Geçmeyecek de...
***
Bulutlar, yağmurlar, karlar, rüzgârlar gibi geçip gitmiyor.
Ve içimize oturan dağlar, ağaçlar ve gemiler gibi...
Yüreğimiz daha kirli bir nehir olmadı ki...
Unutamıyoruz.
Unutulmaz ki...
Sosyal medya dedikleri şeyin faydalarını saysak bitiremeyiz ama zararlarının yanında yüzde bir kadar bile değil.
Ve itibarsızlığın, fitnenin ve her türlü iftiranın, şerefsizliğin yazıldığı bir duvar.
Dünyanın en pis sokağına düşmüş gibiyiz.
Şehrin karanlık arka sokaklarında her gün infaz edilen, arkadan hançerlenen iyi adamlar kalmadı gibi...
***
Bu ülkenin yasaları yaşanan gerçeklerin arkasından kağnı arabasıyla geliyor.
Demokrasinin açıklarında baş edilemeyen soysuz medya teröristlerine kimse dur diyemiyor.
Twitter cehenneminin içinde ateş kusanlara, haysiyet cellatlığı yapanlara diyoruz ki adınızı ve soyadınızı dahi yazamayacak kadarsınız işte.
Kimsiniz?
Belli bile değil.
Yüzü gözükmeyen kimliksiz düşmanlara ne acıdır ki iyiler çoğu zaman yenik düşüyor.
Biz kim olduklarını biliyoruz tabii ki...
Ya PKK’lı, ya FETÖ, ya darbeci, ya kendi görüşümüzden olmayan başka bir partili ya da kuyruk acısı olup da kendini idealize ederek bizlere saldırınca dünyanın en iyi adamı olduklarını zannedenler...
Bu yaman çelişkilerle yaşamaya alıştırılıyoruz sanki...
***
80’li yılların öncesinde teröristler sokakların duvarlarına slogan yazardı.
Artık duvarlar herkesin önünde.
Adını soyadını gizleyip, dünyada herkese iftira atma, küfür etme hakkı elde edenler, ilahi adaletin elbette tecelli edeceğini unutuyor.
Unutmayalım ki mutlaka bir gün, vuran vurulacak, döven dövülecek, öldüren öldürülecek, çalan çaldıracak, aldatan aldatılacaktır.
Bu ülkedeki siyasetin, hukukçuların artık soysuz medyaya dur demesi gerekiyor...
