Savaşların kucağında yaşanıyor hayatlar...
Kurşun sesleriyle büyüyen çocukların büyüdüklerinde ellerine gerçek silahlar tutuşturuluyor...
İnsan insanın kurdu olmuş artık.
Sevmek Araf’ta kalmış.
Büyüdükçe vahşileşen insan şehirlere bombalar yağdırıyor her gece...
Büyüdükçe küçülen devletleri aşktan, sevgiden, şiirden, romandan uzak kafalar yönetiyor.
Oysa savaş vatanı korudukça, başka yerlerdeki zulmü sona erdirdikçe anlamlıdır.
Toprak, para ve güç kazanabilmek uğruna yapılan her savaşın adı katliamdır...
***
Ve Miraç Kandili gecesinde ABD, İngiltere ve Fransa Doğu Guta’da sivillere yönelik kimyasal silah kullanan Esad rejimi güçlerini hedef alan saldırıyı gerçekleştirdi...
Tweet füzeleri gerçek adreslerine vardıysa tabii...
Rusya ise sert açıklamalar yapıyor.
Şam ile Hama, Humus, Dera ve Süveyda kentlerindeki askeri noktalar bombalanmış.
Rusya “Şam barışçıl bir gelecek şansı elde ettiği anda saldırıya uğradı” diyor... Ülkemizin ise “Operasyonu memnuniyetle karşılıyoruz” açıklaması tek tesellimiz.
Yani, sivil kayıplar olmadığını, iddia edildiği gibi Esad’ın kimyasal silah depolarının vurulduğunu anlıyoruz.
***
Olası daha büyük bir savaş ise sınırlarımıza 2 milyon kişinin daha gelmesi demektir.
Ve daha büyük endişemiz ise birilerinin Türkiye’yi bu savaşa çekmeye mecbur bırakacak pis oyunlar oynamasıdır.
Leonard Cohen’in “Herkes bilir iyi adamların kaybettiğini” şarkısındaki gibi bir hayatın kucağında hep kaybetmeyi beklemek artık iyi adamların, iyi ülkelerin kaderi olmamalı.
Esed ailesinden yüzyıldan beri kurtulamayan ve kendi kaderini çizemeyen ve dertlerini çözemeyen Suriye halkı bir gün bu talihsizliği yaşayacağını da bilmeliydi.
Kötülerin çok iyi organize olduğu dünyada artık iyi adamlar da organize olmalı diyoruz.
Cohen’in “Olmak istediğin gibi davran, kısa zamanda davrandığın gibi olacaksın” deyişindeki gibi yaşamak lazım...
Ağlayarak yaşamı tüketmek için değil...