Prof. İhsan Süreyya Sırma Kuveyt’te bir konferansa katılır ve ilginç bir olaya şahit olur...
Arap profesörlerden biri İngilizce konuşarak, “Osmanlı bizi yıllarca sömürdü, asimile etti!” der.
***
Bunun üzerine Prof. İhsan Hoca kürsüye çıkarak, şunu söyler:
“Neyiniz vardı da Osmanlı sizi sömürdü? O zamanlar petrolünüz bile yoktu. Sizlere hiç dokunmadığı gibi hep hizmet etti, korudu ve besledi.”
***
Bir Türk olarak Arapça konuştuğunu ama salondakilerin çoğunluğunun Arap olmasına rağmen İngilizce konuştuğunu hatırlatan Prof. İhsan hoca konuşmacıya der ki:
“Siz ise İngilizce konuşuyorsunuz, sömürü işte bu!”
***
İslam coğrafyasının içine düştüğü tezat bataklıklarından biri de bu nokta işte...
Ve her geçen gün kan gölüne dönüşüyor...
Kendinden bin menzil uzak bir yerlerde geziniyor.
Birlik ve beraberliğin çok uzağında kalmış milyonlar kentlerini terk ediyor, içindeki teröristlere yenik düşüyor...
Batı’dan itilmiş, yine de Batı’nın kuklaları durumuna düşmüş İslam ülkelerinde herkes ayrı telden çalıyor.
Kimin eli kimin cebinde belli değil.
***
Savaşların ortasında büyüyen geleceği elinden alınmış milyonlarca çocuğun büyüyünce nasıl adam olacağına dair bir büyük tehlikeyi kimse fark etmiyor.
Bataklığa ateş taşıyanlar bilmelidir ki bir gün okyanuslar dahi bu yangını söndüremeyecek...
Bir arada yaşamasını unutan kalabalıklar her geçen gün biraz daha tanışamadığımız başkasına dönüşüyor.
Ve Batı bu rezaletle yetinmiyor, hep biraz daha fazlasını istiyor.
Doğru ya da yanlış ayrımı Kafdağı kadar uzak...
Günü kurtarmak ve kaybetmek üzerine vakit geçiren bir İslam coğrafyası asıl derdini unutmuş ve dünyevi oyuncakların peşine düşmüş...
