“Devletlerin ebedi dostu ve düşmanı yok” diyorlar ya...
Bin yıldan beri söylenmiş bu nasihate hâlâ inanmıyoruz...
Ve biz bu dostluğun masal kısmında gezinmeye hâlâ devam ediyoruz.
Aldanıyoruz işte...
*
Amerika PKK’nın Suriye’deki YPG kanadına silah dağıtıyor...
Ve hiç utanmadan da “Bu silahlar daha sonra toplanacak” açıklamasıyla yetiniyor.
Ki bize göre PKK’nın kuruluşunda ve palazlandırılmasında da en büyük katkıyı sunandır.
Özelikle, 92 yılında Körfez Savaşı’nda Silopi’de karargâhını kuran Çekiç Güç sayesinde.
Aldanıyoruz işte...
*
Barzani ve Talabani’ye de çok güvendik...
Karşılığını daha sonraki yıllarda hep birlikte gördük.
Ve hâlâ da Barzani’nin küstahlıklarına şahit olmaya devam ediyoruz.
Son ihanetinin kılıfı da demokrasinin vazgeçilmezi sandık oldu...
Aldanıyoruz işte...
*
Katar’a uygulanmak istenen tecrit için Arap ülkeleriyle bozuşuyoruz.
İran’ın nükleer enerjiye sahip olması için Batı ve Amerika ile kavga ediyoruz.
Katar 12 milyar, İran ise 65 milyar dolarlık uçak siparişi veriyor Amerika’ya...
Ve Barzani’ye yaptırım konusuna ise Katar hiç yanaşmıyor bile.
Rusya da ağzındaki baklayı çıkardı ve petrol fiyatları yükselir gerekçesiyle Barzani’ye yönelik yaptırıma karşı olduğunu söyledi.
Aldanıyoruz işte...
*
Yıllarca her türlü siyasi ve ekonomi desteğe sahip oldular...
Palazlandılar...
Büyüdüler, büyüttüler...
Ve darbeyle karşılık verdiler.
Aldanıyoruz işte...
Aldatan olmaktansa aldanan olmak iyidir demek istemiyoruz...
Diyoruz ki artık aldanmayalım...
Ve kimseye de inanmayalım...