Hakkı Öcal

Hakkı Öcal

hakki.ocal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş hafta sonunu, Antalya’da bakanlığının ilgili birimleri ile 2017 faaliyetlerinin değerlendirildiği, 2018 planlarının gözden geçirildiği bir dizi toplantı ile geçirdi. Bu çalışmaları arasında bir grup gazeteci, televizyoncu ve internet yayın kuruluşu yönetmeninin sorularını da cevaplayan Kurtulmuş’un, Amerika ve AB ülkelerinin Türkiye ile ilgili siyasetlerinin, bu siyasetlerin uygulamaya yansıyan olumsuz taraflarının, turizm ve kültürü nasıl, ne ölçüde etkilediğine ilişkin sözlerini okumuş veya dinlemiş olmalısınız.

Haberin Devamı

Prof. Dr. Fuad Sezgin’in 35 bin ciltlik İslam-Türk el yazması kitap koleksiyonunu Türkiye’ye yollamaya başlayan Almanya, seçim sırasında izlediği aşırı milliyetçi siyaset sırasında koleksiyonun transferini durdurmuştu. İlişkilerin yeniden normalleşmesi üzerine, işlem yeniden başlıyor. Koca devletlerden, çocukça tutum örnekleri!

Bakan Kurtulmuş’un cevap verdiği sorular arasında doğrudan iç siyaset de vardı. Bunları da hafta sonunda izlemiş ve dinlemiş olmalısınız. Ele alınması ve Türkiye’nin dış siyaseti açısından özellikle altı çizilmesi gereken bir başlık, Türkiye’nin bölgesel bir aktör olmasıyla ilgili. Kurtulmuş’a göre bu başlık altında üç gelişme var ki, Türkiye’nin geleceği ile ilgili düşünce ve strateji üreten herkesin gündeminde yer almalı. Kurtulmuş, kendi ifadesiyle, Türkiye’nin bizzat rol belirleyici bir ülke konumuna geldiğini gösteren bu üç gelişmenin başında, Kuzey Irak’taki Kürt yönetiminin ilan ettiği ve yaptığı bağımsızlık referandumunun yol açtığı gelişmelerin yönetimi geliyor. Ankara’nın o tarihte ne merkezi Irak hükumeti ile ne de İran yönetimi ile çok samimi ve yakın ilişkiler içinde bulunmadığını hatırlarsak, Türkiye’nin, bu iki aktörü de kendi harekât tarzına kazandığını ve Barzani yönetiminin çok fahiş hatalar yapmasını önlemek için birlikte hareket etmelerinin sağlandığını düşünürsek, Türkiye’nin Kürtleri bu referandumla zorlayan büyük güçlerin oyununu başarıyla bozduğunu görebiliyoruz. Kurtulmuş, Türkiye’nin bu olayı yönetmedeki başarısının önemli bir başlangıç olduğunu söylüyor.

Haberin Devamı

Yine Kurtulmuş’a göre ikinci önemli bölgesel liderlik pozisyonu, Türkiye’nin Astana sürecini yönetmesi sırasında görüldü. İran ve Rusya gibi, Suriye’deki çıkarları yüzde yüz aynı olmadığı için bir araya gelerek ortak bir diplomatik girişime katılmaları beklenmeyen iki ülkeyi yan yana getirmesi, onları uluslararası bir çabaya ortakları yapması, Türkiye açısından önemli bir adım olmuştu.

Kurtulmuş’un işaret ettiği üçüncü nokta ise ABD başkanı Trump’ın sadece Kudüs’ü değil, fakat işgal altındaki bütün Filistin topraklarını İsrail’e armağan etme çabasını durdurmak için, BM’de verdiği mücadeledir. Önce İslam ülkelerini bir araya getiren, orada “İstanbul Bildirgesi” ile kazandığı ivmeyi BM kararına tahvil eden Türkiye’nin bu üç başarısında da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderlik yeteneğinin rol oynadığını hatırlatan Kurtulmuş, şimdi sırada Suriye barışının bulunduğunu söylüyor.