Yazık... İstanbul’da düzenlenen Dörtlü Suriye Zirvesi’nde Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel Suriye’den yola çıkarak, Orta Doğu’da sadece askerî değil ama siyasî çözümler için bir tür ittifak oluştururken, ABD başkanı Trump, koca Amerika’yı, bir terör örgütünün müttefiki haline indirgemiş bulunuyor. Almanya ve Fransa, Suriye’de çözüm arayışlarına ABD’yi dahil etmeyerek, Trump’ı bir anlamda çözümün değil sorunun parçası saydıklarını göstermiş oldular.
Elbette bu sorumluluk sadece Trump’ın değil; bugünkü durumda George W. Bush’tan bu yana ABD’nin açık ve gizli bütün kurumlarını ele geçirmiş olan NeoCon’ları temizlememiş olan Obama’nın da rolü var. Ancak Trump sadece mevcut kötülüklere yenilerini eklemekle kalmadı; büyük öncelik verdiği “İsrail’in güvenliği” söylemiyle, Irak’ı ve Suriye’yi içinden çıkılmaz hale getirdi. Buna Sudan ve Yemen’i de ekleyebilirsiniz. Hatta listenin başına Suudi Arabistan’ı da koyabilirsiniz.
Yazık gerçekten… ABD toplumu gibi zaten birçok açıdan sosyal yangınların kıvılcıma baktığı bir ortamda, ayrıştıran, ötekileştiren, hatta öteki saydıklarını şeytan ilan eden konuşmaları ve icraatı ile her gün yeni bir canavar yaratıyor.
Trump’ın kaderinin oylanacağı ara seçimlere bir hafta kala, garip bir bombalı mektup hikayesi ortaya çıkıyor. Erkeklerin gittiği barlarda korumalık, kadınların gittiği mekanlarda striptizcilik yapan, sabıka listesi orta boy bir kitaba dönmüş birisi, Trump’ı sevmeyen, demokrat tanınan sanatçılarla eski siyasetçilere postayla bombalar gönderiyor. Hikâye eğer anlatıldığı gibi ise toplumdaki ayrışmaların geldiği korkunç boyutu gösteriyor. Yok bu, seçim öncesi Trump’ın “Bunu rakiplerim düzenledi” diyebilmek için oyun içinde oyun sergilediği bir hile ise, Trump ve ekibinin geldikleri çaresizliğin inanılmaz boyutunu sergiliyor. Bir doktor, bombalı mektupları gönderen şahsın, Trump’ı babası yerine koyduğunu söyleyerek, hikâyeye belki de en dramatik unsuru eklemiş bulunuyor.
Ülkenin ciddi gazeteleri ve televizyonları, aylardır başkanı ve partisini birinci sayfadan, ana haber bülteninden dışlamış bulunuyor. Uzmanlar Melania Trump’ın ana-akım medyada başkandan daha çok yer aldığını hesapladılar.
ABD başkanı, Cumhuriyetçiler ara seçimlerde parlamento çoğunluğunu korur ve azil davasından kurtulabilirse, AB’yi ve Çin’i hasım, İran ve Rusya’yı düşman sayan siyasetine devam edecektir. Bu arada, AB’nin lideri konumundaki Almanya ve Fransa liderleri, Putin ile bir araya gelerek, Trump’ı bir kenara iteceklerini göstermiş bulunuyorlar. Şüphesiz Almanya ve bir ölçüde Fransa, İran ve Çin konusunda da ABD’nin yörüngesine girmeyi reddedecektir. Bu iki ülke, Suriye’de bölünmeyi kabul etmeyeceklerini vurgulamış bulunuyor.
Trump içerde kimliği ve evi olmayan bir bar fedaisine, dışarıda, Netanyahu, Prens Salman ve PKK-PYD-YPG teröristlerine babalık yapmaya devam etsin bakalım! Nereye kadar gidebilecekse!
