Hakkı Öcal

Hakkı Öcal

hakki.ocal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bilmece gibi bir durum vardı. Aklı başında, şu kadar yıl Amerikan Silahlı Kuvvetleri İstihbarat Daire Başkanlığı yapmış bir emekli orgeneral ki Türkiye dâhil şu kadar ülkenin lobiciliğine soyunmuş, kanun bilir-nizam bilir bir kişinin, Rusya Devlet Başkanı’ndan, Hillary’nin bilgisayarına korsanlık yapılmasını istemesi mümkün müydü? Hayır, istenmez değil böyle bir şey çağımızda! Ama bunu ABD Ulusal Savunma Müsteşarı ve Başkan’ın güvenlik başdanışmanı olacak kişi, Rusya Büyükelçisi’ne telefonla -tekrar edelim: telefonla- söylemesi mümkün değildi.
O halde Mike Flynn, Rusya Büyükelçisi Sergey Kislyak’a ne demişti ve bunu FBI’dan saklamaya yeltenmişti de şimdi itirafçı olup, özel savcıyla anlaşma imzalamıştı?
Bilmece bu idi ve cevabı bu hafta başı Huffington Post ve Stratejik Kültür Vakfı yazarı araştırmacı tarihçi Eric Zuezze’un bir yazısıyla cevabını buldu. Tam cevap denir mi bilmem. Ama yazar, noktaları maharetle birleştiriyor ve bunu kaynaklarını göstererek yapıyor.
Özetle, Org. Flynn, Ruslardan Hillary Clinton hakkında seçim kampanyasında kullanılacak “pislik” istemiyor; o sırada BM Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) yapılacak İsrail’in Filistin işgalini kınayan karar tasarısını engellemesini istiyor! Neden? O sırada Obama’nın bu oylamada çekimser kalacağı ve kararı veto etmeyeceği tüm dünyaya yayılmıştı. 23 Aralık 2016’da 7853’üncü toplantısını yapan BMGK’nın tarihinde bir ilk gerçekleşti ve İsrail’in işgal altındaki topraklarda kurduğu köy ve kasabaların hiçbir hukuku geçerliği olmadığı uluslararası hukukun çok aşikâr ihlali olduğu kararı alındı; değil kararı veto etmek, çekimser oyuna rağmen ABD temsilcisi daha sonra kararı destekleyen bir konuşma yaptı. Seçimi kazanmış ama henüz yemin ederek işe başlamamış olan Trump işte bundan korkuyor ve Rusya’nın desteğini kazanmaya ve kararı veto ettirmeye çalışıyordu. Yani 27 gün sonra ABD başkanı olacak kişi, kendi ülkesinin vereceği oyun geçersiz olması için yabancı bir ülkenin desteğini istiyordu. Yasalara göre, başkan veya bakan olmayan bir kişi,
ABD adına başka ülkeyle görüşme yapamaz.
Yazar Zuezze, Trump’ın bunu, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun, damadı Jared Kushner aracılığıyla ilettiği talebi üzerine yaptığını yazıyor. Yazar bu iddiasına orada burada çıkan ve çıktığı tarihte anlamsız gelen haber parçacıklarını birleştirerek kanıt sunuyor. Kushner, Org. Flynn’e, Ruslarla bu konuda görüşme talimatını da veren kişi.
Şimdi, Trump’ın görevden alınma davasıyla sonuçlanacak soruşturmayı yürüten özel savcı iki soruya cevap arıyor olmalı:
1 - Kushner’i Netanyahu’ya gönderen ve onun talimatını Flynn’e aktarmasını isteyen Trump mıydı?
2 - Flynn’in Ruslardan, BM’de şöyle böyle oy vermelerini talep ettiğini Trump biliyor muydu?
Bu iki soruya Flynn’in olumlu cevap verdiği belli ki kendisine “ithamdan vareste tutulma” (plea-bargain) teklif edildi. Flynn, mahkemede (veya gizli jüri önünde) bu iki soruya “Evet” yanıtını verirse, Trump’ın ipi çekilmiş olur.
Mecazen tabii.