Hakkı Öcal

Hakkı Öcal

hakki.ocal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

"Ben sana vali olamaz- sın demedim, adam olamazsın dedim" diye biten sözün hikâyesi hâlâ geçerli ve hep geçerli kalacak.

Bu satırların yazarı, belki ilkokul sıralarında fotoğraf çekmeye başladığı için, basın hayatında da foto muhabirliğe çok meraklı oldu. Ara Güler’in uyardığı gibi, fotoğrafçı değil, foto-habercisi arkadaşlarımın çok foto-haberini sakladım; onların çalışmasına değer verdim, çabalarını kutlamaya ve ödüllendirmeye çalıştım.

Ünlü foto muhabiri Alan Diaz geride unutulmaz öyküler, fotoğraflar ve bir Pulitzer Ödülü bırakarak bu hafta hayata veda etti. Diaz’a Pulitzer kazandıran fotoğraf, savaş kıyafetleri içindeki Amerikan askerinin silahını doğrulttuğu 5 yaşındaki bir Kübalı çocuğun ve onu saklayan akrabasının yüzündeki korkuyu resmediyordu.

Haberin Devamı

Hikâye, Nisan 2000’de uluslararası basını epeyce meşgul etmişti. 5 yaşındaki Elian Gonzales, birkaç ay önce Fort Lauderdale açıklarında, bir otomobil iç lastiğine tutunmuş olarak bulunmuştu. Bu, Kübalıların ABD’ye kaçak yollarla girme yöntemlerinden biriydi. ABD karasularına girmeden şişme lastikler, deniz yatakları ve otomobil iç lastikleriyle denize açılıyorlar ve ABD sahil koruma gemileri tarafından kurtarılıyorlardı. Ne var ki küçük Elian’ın babası, kendisinden habersiz denize bırakıldığını öne sürerek, çocuğunu geri istemiş, Küba lideri Fidel Castro da bunu uluslararası mesele yapmıştı. Mahkeme çocuğun iadesine karar vermiş; fakat çocuk savaş teçhizatlı askerler tarafından, tam bir vahşet manzarası yaratılarak yakalanmıştı. Alan Diaz çocuğun bulunduğu eve önceden girerek askerlerin oransız şiddet içeren baskını fotoğraflamayı ve bu duyarsız vahşeti tarihe mal etmeyi başarmıştı (youtu.be/ozhI9BmHYmc).

Bu ABD tarihinde ilk ve son duyarsızlık örneği olmadı. Daha sonra da aynı uygulama devam etti.

ABD Sağlık Bakanlığı ile Göçmen Dairesi’nin, ne hikmetse, silahlı ve üniformalı birimleri vardır. Silahlı kuvvetlerin önce kendilerini korumaları zorunluğu anlaşılabilir ama bu güçlerin ifa edecekleri görevin kendileri için ne gibi tehlikeler içerdiğini veya içermediğini araştırmaması kabul edilemez. ABD, aynı duyarsızlığı bu günlerde sınır dışı edilen Güney Amerikalı mültecilere uyguluyor. Trump’ın, züccaciye dükkânındaki ayı nezaketiyle icra ettirdiği bu sınır dışı kararları daha önceki yönetimler tarafından art arda kararnamelerle ertelenmişti.

Haberin Devamı

Küçük çocuklar, kendilerine bakacak başka yakın aile üyesi yoksa cezaevine konan annelerinden bile ayırılmazlar. Birleşmiş Milletler’in bu konuda aldığı birçok karara rağmen, Trump, hakkında yasal işlem ve soruşturma yapılan ana babaları çocuklarından ayırmayı emretti. ABD içinde, dışında yükselen protestolar karşısında bu kararı geri alan Trump bu kararını da değiştirerek, çocukların ailelerine sınırı geçerken teslim edilmesini istedi.

Trump’ın ulusal, uluslararası bir sözü sonuna kadar tutacağına dair kuşkular artıyor. Bunun başlıca sebebi ise, ABD Başkanı’nın adamlık ve özellikle devlet adamlığı sorunları olsa gerek.