Amerika’nın İran’a uygula-yacağı yaptırımlar, 90 ve 180 günlük iki ayrı süre içinde yürürlüğe girecek. Bu yaptırımlara uymayacağını açıklayan ve Avrupa firmalarının da yaptırımlara uymasını yasaklayan AB Komisyonu ile Amerika’nın, bu yeni çatışmadan nasıl sakınacakları en az üç ay sonra belli olacak.
Bu süre içinde yaptırımların yürürlüğe girmemesini sağlamanın bir yolu var: İran ile ABD’nin yeni bir nükleer anlaşma imzalaması. Bunun da görünürde bir tek yolu var: İran’ın ABD’nin ileri sürdüğü yeni 12 şartı kabul etmesi.
ABD’nin Merkezi İstihbarat Örgütü CIA’nin eski başkanı ve yeni Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, “İran’ı yaptırımlarla ezeceğiz” sözlerinin hemen andından, yeni bir anlaşma imzalamaya hazır olduklarını söyledi ve şartlarını açıkladı.
Nükleer programının askeri unsurlardan arındırılması, roket geliştirme çabalarından vazgeçmesi, bunun uluslararası denetimlerle doğrulanması gibi daha önceki anlaşmada olan şartları tekrar eden ABD, yeni taleplerde bulunuyor: İran’da tutuklu bulunan tüm yabancıların hemen salınması, Lübnan’da Hizbullah, Filistin’de Hamas ve İslami Cihad örgütlerine desteğe son verilmesi, Irak, Suriye ve Yemen’deki askeri unsurlarını çekmesi, Taliban ve El Kaide gibi terörist örgütlere sığınak sağlamaması ve tabii, İsrail’i yok etme tehdidinden vazgeçmesi, Suudi Arabistan ve BAE’ne roket atmaması, uluslararası ulaşım yollarına yönelik tehditlerden, siber saldırılardan vazgeçmesi...
İran, Pompeo’ya TV’deki açıklaması neredeyse tamamlanmadan verdiği yanıtta, ABD’nin kendisine şart dikte edecek konumda olmadığını bildirdi. Cumhurbaşkanı Ruhani, şartların ayrıntılarına girmeden, “ABD’nin artık dünya adına kararlar alacak durumda olmadığını” ifade etti. Ruhani, “2003’den beri bu açıklamaları çok duyduk. Oğul Bush söylemlerini tekrarlayan Trump, bize hiçbir şey ifade etmiyor” dedi.
Avrupa ülkeleri ve AB liderlerinin, Trump’ın İran ile anlaşmayı reddetmesine gösterdikleri reaksiyonun hemen ardından ABD’nin elçiliğini işgal altındaki Kudüs’e taşımasına İslam İşbirliği Teşkilatı’nın sert tepkisinin gelmesi, bu arada ABD’ye sadece İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden destek açıklamaları gelmiş olması, şüphesiz İran’a cesaret veriyor.
İran, çok daha ayrıntılı açıklamalar yapmayarak, en azından bu 12 maddenin hangilerinin doğru, hangilerinin abartma ve yanlış olduğunu bildirmeden, açık söyleyelim, bazılarında gerçekten ihtiyaç olan kendine çeki-düzen verme çabasına girmeyerek eline geçen önemli bir imkânı kaçırmış oldu.
Dünya ve İran halkı, İran’a yeni bir ABD ambargosunu kaldıracak güç ve sabra sahip değil. AB, Avrupa firmalarına Amerikan yaptırımlarına uymayı yasakladı. Ama bu, Amerika’nın söz konusu firmalara ticareti ve yöneticilerine hayatı zindan etmesine engel olmayacak. (Örnek: Halkbank yöneticisi Hakan Atilla)
Dünya, ABD’nin emriyle hareket etmiyor; ama insanlık, bir ülkenin sınırlarının ötesinde, Irak’ta, Suriye’de, Lübnan’da, Yemen’de ordular kurmasını da benimsemiyor...