İsrail’de yayın yapan bir gazetenin web sitesi manşet atmış: “Neden Netanyahu’dan başkası bağımsız Kürdistan’ı desteklemiyor?”
Bir başka İsrail internet sitesinde bir haber: “Türkiye Kürt referandumunu engellemek için yalan haberlere başvuruyor.”
Sadece bunlar değil tabii; hükümet yanlısı olmayan gazetenin birinci sayfadan verdiği makalenin başlığı, “Neden İsrail bağımsız bir Kürdistan devletini desteklemeli?” Yazının ana fikri ise bağımsız bir Kürdistan’ın Irak’ta İran etkisini, Suriye’de ise Türk varlığını artıracağı şeklinde. Daniel Amir’in yazısında, Kürt halkının yıllarca çektiği baskılar, bir anayurda sahip olmamanın getirdiği yoksunluklar, dilini ve kültürünü geliştirememenin verdiği acılarla Musevi halkına benzediğini, bu sebeple İsrail’in Kürtlerin bağımsızlık hareketini desteklemesi gerektiğini kaydediyor. Yazar, buna rağmen bir de uluslararası siyaset gerçeği bulunduğunu, İran ve Türkiye’nin, şu anda ve belki de hiçbir zaman böyle bir gelişmeye izin vermeyeceklerini; eğer Kuzey Irak’ta bir Kürt devletine yaptırımlar, ambargolar ve benzeri diplomatik-ticari yöntemlerle engel olamazlarsa, bu devleti İran’ın Şii Araplar, Türkiye’nin de Türkmenlerle kuşatacaklarını yazıyor.
Türkiye ve İran Kuzey Irak’ta bir Kürt devletine neden razı olmazlar? Türkiye’nin rahmetli Turgut Özal tarafından formüle edilen ve zamanla gelişerek nihayet 2003 devriminden sonra iç ve dış gelişmelerin ışığında bugünkü şeklini alan siyasetini, “Aman Irak’ta bağımsız Kürt devleti kurulursa, bu bizim Kürtleri de ayartır!” cümlesiyle özetlemek, tek kelimeyle cehalettir. Bunu yazmak ise cahil cesaretidir.
İran, Türkiye ve Suriye’deki Kürtlere egemen olan PKK zihniyeti ile Barzani’nin izlediği siyaset arasında farklar olduğunu, bu iki zihniyetin birbirine akla kara kadar uzak bulunduğunu bilmemek için insanın dün Mars’tan gelmiş olması gerekir.
Irak’a vücut veren İngiliz-Fransız anlaşmasının öngördüğü gibi bu ülke bir tür federasyon olarak oluşturulmuş ve iç barışa hiçbir zaman kavuşamaması, bu suretle petrolün serbestçe akımına engel olunamaması için, gerekli bubi tuzakları taa ilk günden yerleştirilmiştir.
İran halkı, bu engelleri zaman içinde kendine göre bir çözüme kavuşturmuştu. Irak’a ikinci tasarımın çekildiği son Amerikan işgalinden sonra kurulan masaya, Türkiye, bir siyasal hesap hatası sonucu oturmayınca, ortaya bugünkü kaos ortamı çıktı. Bu kaosa Barzani’nin bulmak istediği çözüm bağımsızlıktır. Fiili Irak federasyonunun diğer öğeleri bağımsız olmayacaksa, Kürtler bu bağımsızlığı, monolitik Türkiye-İran-Suriye Kürt birliğinden nasıl koruyacaktır? Bu birliktelik, temelde PKK zihniyetidir ve yenilgiyle sonuçlanmış olmasına rağmen, hendek-barikat zihniyetine vücut veren ABD komplosu, verdiği silahlar sayesinde artık bugün, peşmergenin başa çıkamayacağı bir askeri güç olmuştur.
Özetle, Barzani’nin eline alacağı ve ne zaman kullanacağı belli olmayan bağımsızlık iradesi, PKK’nın elinde yeni bir savaş döngüsü başlatacaktır. Asıl kıyamet budur.
