Irak’ın neye hükmettiği pek kesin olmayan hükümeti, “DAEŞ’in bittiğini” açıkladı; “Hayali İslam Devleti çöktü” dedi. Eğer zannettiğimiz veya iddia edildiği gibi Musul, DAEŞ’in güçlü olduğu noktalardan biriydi ise, şu ana kadar dağlar gibi terörist cesedi yığını görülürdü. Irak’ta hiçbir etnik grubun basın ahlakı, böyle bir iftihar vesilesine engel olamazdı. Ama görmedik. DAEŞ, nasıl Iraklı komutanlar ciplerine binerek ve yerlerini alan (Saddam günlerinden tanıdıkları arkadaşları olan, ama şimdi DAEŞ militanı adıyla bilinen) teröristlerin adeta ellerini sıkarak Musul’dan ayrıldılarsa, öyle görünüyor ki bugün de tersi bir senaryo ile kurtarılıyor. Bölge ve dünya halkı DAEŞ’in dehşet verici kafa kesme ritüellerinden (veya mavi ekran video montajlarından) öyle bıktı ki, artık kimin nereden nasıl defedildiğine o kadar da dikkat etmiyor.
Bitişin ayrıntılarına çok kişi değinecektir; ama başlangıcına ilişkin bir notu paylaşmak gerekiyor. Adının Arapçasından önce, İngilizcesi icat edilmiş bu örgütün ilk ismi, ISIL diye kısaltılan “Islamic State of Iraq and the Levant” idi. Buradaki dil sürçmesi fark edilmiş olacak ki, bu isim hemen IŞİD’e döndürüldü: Irak ve Şam İslam Devleti.
Nedir bu dil sürçmesi? Burada ciddi bir davette bulunalım: Herhangi bir Türk, Arap veya Farsî telif tarih kitabında, Pers, Halifeler, Selçuklu veya Osmanlı dönemlerinde bugünkü Suriye ve Lübnan topraklarına Levant adı verildiğini gösterebilir misiniz?
ABD ve İngiltere’nin Afganistan’daki Sovyet işgalini kırabilmek için Mısır ve Sudanlı işsiz-güçsüz gençleri “mücahit” adıyla toplayıp, Cennet ve huri vaatleriyle Rus tanklarının önüne sürdüğü zaman, bu ordulara komutanlık yapan iki kişi vardı: Usame bin Ladin ve Ebu Musap el-Zarkavi. Bin Ladin, El Kaide’yi kurarken, el Zarkavi, Tevhit ve Cihat Cemaati adlı örgütünü kurdu. Her ikisi de örgütlerini önce tüm Orta Doğu’ya, sonra da bütün İslam ülkelerine ihraç ettiler.
Ne zaman ki birilerine, Saddam’ın subaylarını kullanarak İran yayılmacılığına karşı bir “karşı güç” gerekti, o zaman El Kaide’ye değil el Zarkavi’nin örgütüne başvuruldu. Bu örgüte yeni isim buldular: Irak ve Levant İslam Devleti. Eğer ana diliniz İngilizce veya Fransızca değilse, yahut zamanında bölgede Lawrence, Gethrude Bell, François-Georges Picot veya Sir Mark Sykes ile haritacılık yapmamış iseniz, bölge insanı olarak, imkan yok Levant’ı isim diye tercih etmenize! Yönetmek istediğiniz Müslümanlar için kurduğunuz sözde hilafet devletine, ne İncil’in orijinalinde, ne Tevrat’ta, ne de Kur’an’da geçen, yani onların bilmediği bu kelimeyi isim olarak neden seçersiniz? Danışmanlarınız İngilizce veya Fransızca konuşmuyorsa!..
Nitekim çok şeyi ele veren bu dil sürçmesinden dönüldü ve örgüt, adındaki Levant’ın yerine bölgenin Osmanlı zamanındaki adı olan “Eş Şam” kelimesini koydu. Sadece Musul değil Suriye’nin de üçte biri bu örgüte adeta “devredildi.” Şimdi Musul’dan sonra Rakka’da da sözüm-ona temizlik yapılıyor. Bu iş adeta tereyağından kıl çeker gibi, planlı, programlı ve kansız oluyor; Levant İslam Devleti’nden temizleniyor.
Temizleniyor mu gerçekten? Devam etmek üzere.